Gece yar›s›na do¤ru han›n ›fl›klar› söndü. Arka soka¤a gi-
ren ç›kan olmam›flt›. Sessizli¤i, uzaktan gelen gök gürültüleri
bozuyordu. Tom, feneri alarak hana do¤ru yürüdü. Ifl›¤›n üze-
rini örtmüfltü.
Bir süre sonra, Huck kayg›lanmaya bafllad›. Beklemek
çok uzun gelmiflti. Gideli saatler geçmifl gibi geliyordu ona.
Ölebilirdi de. Akl›na hep korkunç fleyler geliyordu.
Karfl›da bir ›fl›k gördü. Tom, fener elinde koflarak geliyor-
du. Yan›na gelince durmadan:
– Kaç! Çabuk kaç! diye ba¤›rd›.
iki çocuk bütün h›zlar›yla koflmaya bafllad›lar. Solu¤u kö-
yün afla¤›s›ndaki eski mezbahada ald›lar. Tam o s›rada, f›rt›-
na bafllad›. Tom, yürek at›fllar› biraz düzene girince:
– Çok korkunçtu! dedi. Denedi¤im anahtarlar kilitte dön-
müyordu. Dalg›nl›kla tokma¤› tutmufltum, kap› hemen aç›ld›.
Kilitli de¤ilmifl. ‹çeri girip fenerin örtüsünü kald›r›nca bir de ne
göreyim?...
– Çabuk söyle Tom. Ne gördün?
– K›z›lderili Joe’yu. Yerde uzanm›fl yat›yordu. Nerdeyse
eline basacakt›m.
– Uyand› m›?
– Hay›r. Sarhofl olup s›zm›flt› san›r›m. Hemen oradan
kaçt›m.
– Hazine sand›¤› orada m›yd›?
– Çevreye bakamad›m. Gördüklerim yaln›zca Joe’nun
104