di de. E¤lence ve oyun, paradan bask›n ç›kt›. O gün, hazine
sand›¤›yla ilgili hiçbir fley düflünmeyecekti.
* * *
Geziye ç›kanlar› tafl›yan gemi, köyün befl kilometre kadar
afla¤›s›ndaki a¤açl›k bir koyda durdu. Karaya ç›kt›lar.
Az sonra, da¤› tafl› nefleli çocuk sesleri doldurmufltu. Ter-
lemek, yorulmak için ne gerekiyorsa yapt›lar. ‹yice ac›k›nca,
kampa dönüp yiyecekleri ya¤malad›lar.
Yemekten sonra, mefle a¤açlar›n›n gölgesinde dinlenme
ve söylefli bafllad›. Çok geçmeden, içlerinden biri:
– Ma¤araya gitmek isteyen var m›? diye sordu.
Çocuklar›n hepsi de bu gezi için haz›rl›kl›yd›. Yanlar›nda
mum getirmifllerdi. Ma¤araya, yamaçtaki bir delikten giriliyor-
du. Mefle tahtas›ndan kal›n bir kap›s› vard›. Oradan yemyeflil
vadiyi seyrettiler, çeflitli oyunlar oynad›lar.
Ma¤aran›n girifli küçük bir oda gibiydi. Burada hava ol-
dukça serindi. Çocuklar, biraz sonra, dik bir yokuflu and›ran
ma¤aran›n ana yolunda ilerlediler.
‹ki yandaki do¤al duvarlar›n yüksekli¤i yirmi metreyi bulu-
yordu. Yolun geniflli¤iyse dört metre kadard›; iki taraf›na aç›l-
an birçok yan yol vard›. Ma¤ara, bir lâbirenti and›r›yordu.
Hiç kimse sonuna kadar gitmeyi göze alamam›fl, geri
dönmüfltü. Üstleri bafllar› mum damlalar› içinde d›flar› ç›kt›k-
107
