– Evet bay›m, dedi. Siz, flu pencerenin ard›na gizle-
nen beyefendi. Evet. Sizi güldüren fleyin ne oldu¤unu
bana söyleyin de, hep birlikte gülelim.
Kibar bay, gözlerini attan a¤›r a¤›r sahibine çevirdi.
Sözün kendisine söylendi¤ini anlamam›fl gibiydi. D’Ar-
tagnan’a yan›t verdi:
– Size söylemiyorum bay›m.
Yabanc›, belli belirsiz bir gülümsemeyle D’Artag-
nan’a bak›yordu hâlâ. Pencereden ayr›l›p a¤›r a¤›r han-
dan ç›kt›. D’Artagnan’a iki ad›m kala durdu ve at›n kar-
fl›s›nda dikildi.
D’Artagnan:
– Ata gülüyorsunuz, ama sahibine gülmeye cesareti-
niz yok, dedi.
– Ben öyle her zaman gülenlerden de¤ilim bay›m!
Bunu siz de yüzümden anlayabilirsiniz. Ama hofluma gi-
den bir fley olunca da gülmeden duramam.
D’Artagnan ba¤›rd›:
– Ben de hofluma gitmeyen bir fley olunca gülenleri
görmek istemem.
Yabanc›, her zamankinden sakin bir biçimde konufl-
mas›n› sürdürdü.
– Sahi mi bay›m? Neden olmas›n? Çok do¤ru.
Arkas›n› dönüp han›n büyük kap›s›ndan ç›kmaya ha-
z›rland›. Adam D’Artagnan’la alay etmiflti; D’Artagnan’›n
da onu b›rakmaya hiç niyeti yoktu. K›l›c›n› çekerek arka-
10