Deyimler sozlugu - page 318

318
• meydana gelmek:
Oluflmak.
Sel sular›n›n kayalar› afl›nd›rmas› sonucunda peri
bacalar› meydana gelmifltir.
• meydan daya¤›:
Eskiden bir meydanda ve halk›n gözü önünde suçluya
uygulanan dayak cezas›.
H›rs›zlara meydan daya¤› çekmifllerdi.
• meydan› bofl bulmak:
Kendisini engelleyecek ya da çekinilecek kimse bulun-
mad›¤› için istedi¤i fleyi yapmak.
Meydan› bofl bulunca iyice az›tt›lar.
• meydan okumak:
1.
Kendisinin daha üstün oldu¤unu öne sürerek baflka-
s›n› yar›flmaya ça¤›rmak.
Yüz metre yar›fl›nda hepimize meydan okudu.
2.
Hiç kimseden çekinmedi¤ini, korkmad›¤›n› aç›kça be-
lirtmek.
Bu sözleriyle meydan okuyordu.
• meydan vermemek (b›rakmamak):
Kötü bir durumun gerçekleflmesine olanak vermemek.
Kavga ç›kmas›na meydan vermedik.
• mezar kaçk›n›:
Çok zay›flam›fl kimseleri nitelemek için söylenir.
Mezar kaçk›n›na dönmüflsün.
• m›r›n k›r›n etmek:
Bir iste¤i kabul etmemek için çeflitli nedenler ileri sür-
mek, nazlanmak.
Ne söylesem m›r›n k›r›n ediyor.
• m›z›kç›l›k etmek:
Çeflitli bahaneler öne sürerek bir oyunu, bir ifli bozmak.
M›z›kç›l›k etmesen de oyunumuzu bitirsek.
Deyimler/301-321 21/07/2010 21:01 Page 318
1...,308,309,310,311,312,313,314,315,316,317 319,320,321,322,323,324,325,326,327,328,...464
Powered by FlippingBook