309
• laf aram›zda:
Söyledi¤imi kimse bilmesin, anlam›nda kullan›l›r.
Laf aram›zda, seni iflten ç›karmay› düflünüyorlar.
• laf atmak:
Bir kimseye uzaktan, dokunacak sözler söylemek.
Arkamdan laf att›, ama ben dönüp bakmad›m bile.
• lafa tutmak (birini):
Konuflmay› uzatarak bir kimseyi iflinden al›koymak.
Lafa tutunca ifle geç kald›m.
• laf dinlemek:
bk. söz dinlemek.
• laf düflmemek (birine):
bk. söz düflmemek.
• laf ebesi:
bk. dil ebesi.
• laf etmek:
1.
Bir kimseyle konuflmak.
Arkadafl›ma u¤rad›m, biraz laf ettik.
2.
Dedikodu konusu yapmak.
Bu ifli yapar›m, ama sonra laf etmek yok.
• laf› a¤z›na t›kamak:
Bir kimse sözünü bitirmeden baflkas› tepkiyle karfl›l›k
vererek onu susturmak.
Laf› a¤z›ma t›kay›nca çok bozuldum.
• laf› a¤z›nda gevelemek:
Söyleyece¤i fleyi bir türlü söyleyememek.
Laf› a¤z›nda geveleme, söyle.
• laf› a¤z›nda kalmak:
Sözünü bitirememek.
Ö¤retmen içeri girince laf› a¤z›nda kald›.
Deyimler/301-321 21/07/2010 21:01 Page 309