322
• nane yemek:
Uygunsuz bir ifl yapmak, bir davran›flta bulunmak.
Yedi¤i naneye bak flunun.
• nara atmak:
Uzun uzun hayk›rmak.
Sokakta nara at›yordu.
• naza çekmek (kendini):
Bir fleyi yapmaya istekli olmas›na karfl›n isteksiz gibi
davranmak.
Kendini naza çekmese olmaz.
• nazar de¤mek (nazara gelmek):
Kötülük, u¤ursuzluk getirdi¤ine inan›lan k›skanç ve hay-
ran bak›fllar nedeniyle bafl›na kötü bir durum gelmek.
K›za nazar de¤di galiba.
• naz› geçmek (birine):
‹steklerini yerine getirtecek kadar hat›r› say›lmak.
Senin ona naz›n geçer, sen söyle.
• naz›n› çekmek (birinin):
Bir kimsenin her istedi¤ini yerine getirmek.
Senin naz›n› çekmekten b›kt›m art›k.
• Ne al›p veremiyor:
Niçin böyle sürekli rahats›z ediyor, ne istiyor? anlam›n-
da söylenir.
Aç›k aç›k söylesin. Ne al›p veremiyor?
• Ne ar›yor (bir yerde):
Neden oraya gitmifl? anlam›n› tafl›r.
Ne ar›yor orada?
• ne çare:
Çaresi yok.
Ne çare, adam ölecek.
Deyimler/322-342 21/07/2010 21:01 Page 322
