319
• mide buland›rmak:
(Bir ifl) Kötü bir sonuca ulaflaca¤› kuflkusunu uyand›r-
mak.
Bu ifl mide buland›r›yor.
• midesi almamak (kald›rmamak):
Hastal›k, i¤renme gibi nedenlerle bir fleyi yiyememek.
Bu köfteyi midem alm›yor.
• midesi bulanmak:
1.
Kusacak gibi olmak.
Midem bulan›yor.
2.
Bir iflin kötü bir sonuç verece¤inden kuflku duymak.
Söyledikleri midemi buland›rd›.
• midesi kaz›nmak:
Çok ac›kt›¤› için midesi kaz›n›r gibi olmak.
Midem kaz›n›yor, bir fleyler yemeliyim.
• mideye oturmak:
(Yenilen yiyecekler) Sindirim güçlü¤ü yarat›p mideye ra-
hats›zl›k vermek.
Yediklerim mideme oturdu.
• mola vermek:
Uzun süren yolculu¤a ya da çal›flmaya bir süre ara ve-
rip dinlenmek.
Mola verip bir fleyler yiyelim.
• morali bozulmak:
bk. maneviyat› bozulmak.
• muhallebi çocu¤u:
Nazl› büyütülmüfl, s›k›nt›ya pek gelemeyen kimseler
için kullan›l›r.
Muhallebi çocu¤u gibi davran›yorsun.
• muma döndürmek (çevirmek):
Usland›rmak.
Ben onu muma döndürürüm.
Deyimler/301-321 21/07/2010 21:01 Page 319