 
          331
        
        
          • oh çekmek:
        
        
          Bir kimsenin kötü duruma düflmesine sevinmek.
        
        
          Oh çekmeye utanm›yor musun?
        
        
          • oh demek:
        
        
          Rahata kavuflmak.
        
        
          Ancak emekli olunca oh dedi.
        
        
          • O (bu) kadar kusur kad›
        
        
          (*)
        
        
          k›z›nda da bulunur:
        
        
          Küçük, önemsiz bir kusur, anlam›nda söylenir.
        
        
          Sözünü etmeye bile de¤mez. O kadar kusur kad› k›z›nda
        
        
          da bulunur.
        
        
          • o kap› senin, bu kap› benim (dolaflmak):
        
        
          Sürekli gezip tozmak.
        
        
          ‹fli gücü yok; o kap› senin, bu kap› benim dolafl›yor.
        
        
          • okkan›n
        
        
          (**)
        
        
          alt›na girmek (gitmek):
        
        
          Haks›z yere bir zarar ya da ceza görmek.
        
        
          Okkan›n alt›na giren biz olduk.
        
        
          • okulu k›rmak:
        
        
          Evden okula gitmek için ç›k›p baflka yere gitmek.
        
        
          Okulu k›rmak hiç hofluna gitmemiflti, ama arkadafl›na
        
        
          uymufltu iflte.
        
        
          • ok yaydan ç›kmak:
        
        
          Geri dönüflü olmayan bir ifl yapmak.
        
        
          Ok yaydan ç›kt› art›k, onu vazgeçiremem.
        
        
          • Olacak gibi de¤il:
        
        
          Olmayacak gibi görünüyor.
        
        
          Bu ifl olacak gibi de¤il.
        
        
          (*) kad›:
        
        
          Eskiden mahkeme baflkanlar›na verilen ad.
        
        
          (**) okka:
        
        
          Eski bir a¤›rl›k ölçüsü birimi.
        
        
          Deyimler/322-342  21/07/2010  21:01  Page 331