ete
(etsetrı) vesaire, vs., vb.
eternal
(itö:nıl) sonsuz, ebedi
ethics
(etiks) ahlak ve terbiye
kuralları
Europe
(yu:rıp) Avrupa
European
(yuıripiın) Avrupalı
evaluate
(ivelyueyt) değer-
lendirmek, değer biçmek
evaporate
(ivepıreyt) buhar-
laşmak / ortadan kaybolmak
even
(i:vın) düz, arızasız / çift
(sayı)
even
(i:vın) hatta, bile
evening
(i:vning) akşam
event
(ivent) olay
eventually
(ivençıli) sonuçta,
sonunda
ever
(evi) herhangi bir vakitte,
hiç
evergreen
(evıgri:n) yaprağını
dökmeyen ağaçlar
everlasting
(evıla:sting) da-
yanıklı, sonsuz
every
(evri) her, her bir
everybody
(evribadi) herkes
everyday
(evridey) her gün
everyone
(evriwan) herkes
everything
(evriting) her şey
everywhere
(evriwei) her ye-
re, her yerde
evidence
(evidıns) delil, kanıt
evident
(evidınt) belli, açık
evil
(i:vıl) kötü, günah, gü-
nahkâr
evoke
(ivo:k) uyandırmak, ak-
lına getirmek
exact
(igzekt) tam, aynen,.
kati, kesin
exaggerate
(igzecireyt) abart-
mak
exam
(igzem) sınav
examination
(igzemineyşın)
sınav / muayene, inceleme
examine
(ıgzemin) muayene
etmek / imtihan etmek / sınav
yapmak, incelemek
example
(ıgza:mpıl) örnek
for example
(for ıgza:mpıl)
örneğin
excavate
(ekskıveyt) kazmak
exceed
(iksi:d) aşmak
excellent
(eksılınt) mükemmel
except
(ıksept) hariç
exception
(iksepşın) istisna,
ayrıcalık
excess
(ikses) fazla
excite
(iksayt) heyecanlandır-
mak, uyandırmak
excited
(iksaytıd) heyecan
duyan
exciting
(iksayting) heyecan
verici
-57-
exciting
