foreigner
(forını) yabancı, ec-
nebi
foreman
(formın) ustabaşı,
başkan
forest
(forıst) orman
forever
(fırevı) ebediyen, daima
forget
(fıget) unutmak
forgetful
(fıgetful) unutkan
forgive
(fıgiv) affetmek
fork
(fo:k) çatal
form
(fo:m) biçim / tarz / adet /
şekil, biçim vermek,
oluşturmak
formal
(fo:mıl) resmi
former
(fo:mı) evvelki,
önceki, ilki
formula
(fo:myulı) formül
fortieth
(fo:tıyıt) kırkıncı
fortnight
(fo:tnayt) iki hafta
fortunate
(foıçnıt) talihli,
şanslı
fortunately
(fo:çınıtli) Allahtan
fortune
(fo:çın) talih / servet / fal
forty
(foıti) kırk
forward
(fo:wıd) ileri
foul
(faul) kirli / faul / kirletmek
found
(faund) kurmak, teme-
lini atmak
founder
(faundı) kurucu
fountain
(fauntın) fıskiye,
çeşme
four
(fo:) dört
fourteen
(fo:ti:n) on dört
fourth
(fo:t) dördüncü
fox
(foks) tilki
fraction
(frekşın) kesir
fracture
(frakçı) kırık (kemik)
fragile
(fracıl) kırılgan, nazik,
ince
fragrance
(frey’grıns) güzel
koku
frame
(freym) çerçeve, çatı,
iskelet / çerçeveletmek
France
(fra:ns) Fransa
frank
(frenk) samimi, açık
sözlü
frankly
(frenkli) açıkça
free
(fri:) serbest / boş /
parasız
freedom
(fri:dım) özgürlük
freeze
(fri:z) donmak, don-
durmak
freezer
(fri:zı) dondurucu, so-
ğutucu
French
(frenç) Fransız, Fran-
sızca
frequently
(frikwıntli) sık sık
fresh
(freş) taze, yeni / temiz
(hava)
Friday
(fraydi) cuma
fridge
(fric) buzdolabı
fried
(frayd) kızarmış (yağda)
-64-
foreigner