lever
(li:vı) manivela, kaldıraç
liability
(layiıbilıti) mesuliyet, so-
rumluluk
liable
(layıbl) mükellef, tabi, so-
rumlu, yükümlü, güvenilir
liaison
(liyeyzın) irtibat, bir-
leştirme
liar
(layı) yalancı
liberal
(libırıl) liberal, serbest
fikirli
liberty
(libıti) özgürlük, hürriyet,
serbestlik, serbesti
librarian
(laybreıriın) kütüphane
memur
library
(laybrıri) kütüphane
licence
(laysıns) ruhsat, izin,
lisans
license
(laysıns) ruhsat vermek
lick
(lik) yalama, yalayış / dayak
atma
licorice
(likıris) meyan, me-
yankökü
lid
(lid) kapak
lie (lied, lied)
(lay) yalan söy-
lemek / yalan
lie (lay, lain)
(lay) yatmak,
uzanmak
life
(çoğulu
lives)
(layf, laivz)
hayat, yaşam, can
life-boat
(layfbout) cankurtaran
sandalı
life-guard
(layfga:d) cankur-
taran (kişi)
lifeless
(layflıs) ölü, cansız
lifetime
(layftaym) ömür boyu
lift
(lift) asansör
lift
kaldırmak, yükseltmek,
yükselmek
ligament
(ligımınt) bağ
light
(layt) ışık / aydınlık / far
light
(layt) tutuşturmak / ay-
dınlatmak / hafif (yük)/açık
(renk)
lighten
(laytın) ışıldamak, ay-
dınlatmak / şimşek çakmak /
hafifletmek (yükü)
lighter
(laytı) çakmak
lighthouse
(laythaus) fener
kulesi, deniz feneri
lightly
(laytli) hafifçe
lightning
(laytning) şimşek
like
(layk) gibi / benzer
like
(layk) sevmek, beğenmek,
hoşlanmak
likelihood
(layklihud) olasılık
likely
(laykli) ...ceğe benzer,
muhtemel, olası
limb
(lim) kol, bacak
lime
(laym) ıhlamur ağacı
limit
(limit) sınır, hudut, hat
limit
sınırlandırmak
line
(layn) satır (yazı) hat, çizgi /
-86-
lever