kangaroo
(kengıru:) kanguru
keen
(ki:n) hassas / şiddetli,
gayretli, hevesli / keskin, sivri
keep
(ki:p) tutmak, saklamak,
muhafaza etmek.
kennel
(köınıl) köpek kulübesi
kerb
(kö:b) kaldırım, kenar
taşı
kernel
(könıl) öz, esas, buğ-
day tanesi
ketchup
(keçıp) ketçap, sos
kettle
(ketıl) çaydanlık
key
(ki:) anahtar / tuş / cevap,
çözüm
kick
(kik) tekmelemek / tekme
kid
(kid) oğlak / çocuk (argo)
kidnap
(kidnep) bir insan ka-
çırmak
kidney
(kidni) böbrek
kill
(kil) öldürmek
killer
(kilı) katil
kilo
(ki:lou) kilo
kilogram
(kilougram) kilogram
kind
(kaynd) tür, cins / iyi kalpli,
kindergarten
(kindiga:tın)
anaokulu, yuva
kindness
(kayndnıs) nezaket,
iyilik
king
(king) kral
kingdom
(kingdım) kraliyet
kiss
(kis) öpücük / öpmek
kitchen
(kiçın) mutfak
kite
(kayt) uçurtma (oyuncak)
kitten
(kitın) yavru kedi
knee
(ni:) diz
kneel
(ni:l) diz çökmek
knife
çoğulu knives (nayf,
nayvz) bıçak, çakı
knight
(nayt) şövalye
knit
(nit) örgü örmek
knock
(nok) vurmak / kapı
çalmak / çakmak / vuruş, dar-
be
knock-out
vurup bayıltmak,
nakavt etmek (boks)
knot
(not) düğüm / düğümle-
mek
know
(nou) bilmek / tanımak
knowledge
(nolic) bilgi
known
(noun) tanınmış, bili-
nen
knuckle
(nakıl) parmak maf-
salı, eklem
Koran
(kıra:n) Kur’an
K