ma
(ma:) anneciğim
ma’am
(me:m) madam, hanım
macaroni
(mekırouni) makarna
machine
(mışi:n) makine
machine gun
(mışi:n gan)
makineli tüfek
machinery
(mışi:nıri) meka-
nizma / makineler
mackintosh
(mekintoş) yağ-
murluk
mad
(med) deli, çılgın
madam
(medım) bayan
magazine
(megizi:n) dergi
maggot
(megıt) meyve kurdu,
merak, delice arzu
magic
(mecik) sihirli, sihir
magician
(mıcişın) sihirbaz,
büyücü
magnet
(megnit) mıknatıs
magnificent
(megnifisınt) ih-
tişamlı, müthiş
magnifying glass
(megnifa-
yin gla:s) büyüteç
maid
(meyd) genç kız, hizmetçi
mail
(meyi) posta, (posta ile)
göndermek
main
(meyn) ana, esas
mainly
(meynli) başlıca, belli
başlı
maintain
(meynteyn) muha-
faza etmek, korumak / bak-
mak / savunmak
major
(meycı) esas, başlıca /
binbaşı
majority
(mıcorıti) çoğunluk
make
(meyk) yapmak, imal
etmek
What are you making?
Ne yapıyorsun (imal ediyor-
sun)?
This table is made of wood.
Bu masa tahtadan yapılmıştır.
Bread is made from flour.
Ekmek undan yapılır.
Don’t make any noise.
Gürültü etme.
make-up
(meykap) makyaj
malady
(melıdi) hastalık, illet
male
(meyl) erkek (cinsi)
mamma
(mıma) anneciğim
man
(men) erkek, adam /
insan
manage
(menic) idare etmek,
yönetmek, becermek
management
(menicmınt)
idare, yönetim
manager
(menicı) müdür,
idareci, yönetici
M