gagalamak: azarlamak, h›rpalamak
gams›z: ald›r›fl etmeyen
gangster: ç›kar› için her kötülü¤ü yapan
kimse
garip: dokunakl›, hüzün veren
gâvur: merhametsiz, ac›mas›z
gâvurluk: gaddarl›k, merhametsizlik
gebe: beklenen durum ve olaylar / borçlu
gebertmek: öldürmek
gecekondu: derme çatma yap›
gedik: güçlük / boflluk, eksiklik
gemlemek: frenlemek
genç: geçmifli k›sa
gençlik: toyluk, deneyimsizlik
genifl: hoflgörülü, rahat / çok
genifllemek: yayg›n duruma gelmek
gergin: huzursuz, sinirli / bozulacak duru-
ma gelmifl (iliflki) / asabi
geri: geliflememifl
gerilemek: kat› bir tutumdan vazgeçmek
gerilmek: kas›lmak / hiddetlenmek, öfke-
lenmek, k›zmak, sinirlenmek / bozulacak
duruma gelmek (iliflki, davran›fl)
gerinmek: rahatl›k / mutluluk, övünç duy-
mak
gevelemek: aç›kça söylememek, kem küm
etmek
geveze: s›r saklamayan, boflbo¤az
gevflek: ilgisiz, kay›ts›z / cans›z, hareketsiz,
iradesiz, gayretsiz
gevflemek: yumuflamak, yat›flmak, sakin-
leflmek
g›c›klamak: kuflkuland›rmak
g›c›klanmak: huylanmak, kuflkulanmak
g›d›klamak: e¤lendirici sözler söylemek
g›rtlak: yiyip içme / ses rengi
gidici: ölmek üzere olan
gidifl: tutum, davran›fl, durum ya da yer
girdap: tehlikeli durum ya da yer
giriflmek: dövmeye bafllamak / kavgaya tu-
tuflmak
gitmek: sonuca ulaflmak
giydirmek: a¤›r sözler söylemek
giymek: a¤›r sözleri sessizce dinlemek
goril: koruyucu
göbek havas›: çok e¤lenceli durum
gö¤üs: meme.
gö¤üslemek: karfl› durmak, engel olmak,
direnmek
gölge: koruma, kay›rma, himaye / birinin
yan›ndan ayr›lmayan kimse
gölgelemek: de¤erini azaltmak / resimde
gölge oluflturmak
gölgeli: iyice bilinmeyen
gömmek: birinden daha çok yaflamak
gömülmek: yok olmak, kaybolmak, görün-
mez olmak / bir fleyin derinli¤ine inmek
görünmek: azarlamak / gözda¤› vermek
görünür: belli, apaç›k, göze çarpan
görüfl: fikir, yarg› / konsept
göz ba¤›: yan›lt›c› sebep
göz bebe¤i: çok sevilen kimse vb.
grup: görüflleri ayn› kimseler bütünü, ekip
güçlü: forslu, etkisi olan / etkili, etki yara-
tan
güdük: yetersiz, sonuç vermemifl
güdülmek: birinin düflüncesine göre yöne-
tilmek
güdümlü: bir amaca göre yürütülen
gürültü: kavga, tart›flma, kar›fl›kl›k
gütmek: bir düflünceyi gerçeklefltirmeye
çal›flmak / yönetmek, sevk ve idare etmek
güvence: teminat
21
G
