haberci: bir durumun belirtisi
hac›yatmaz: her kötü durumdan s›yr›lmay›
beceren kimse
hafifleflmek: a¤›rbafll›l›¤›n› yitirmek
hafiflik: flahsiyetsizlik, baya¤›l›k / rahatl›k
hâl: s›k›nt›, dert, kötü durum
hâlleflmek: yak›ndan ilgilenmek
ham: gerçekleflmesi olanaks›z / kaba, in-
celmemifl
hamall›k: a¤›r ifl / zihni gereksiz bilgilerle
doldurma / gereksiz yere yüklenme
hamur: as›l, maya, öz, cevher, t›ynet
hanedan: eli aç›k ve konuksever
hapsetmek: al›koymak
hararetli: coflkun, ateflli, canl›
harbi: do¤ru, hilesiz, temiz, mert
harcamak: onur k›r›c› bir durum yaratmak /
feda etmek
harika: mükemmel, tam, kusursuz, eksik-
siz
harlamak: birden öfkelenerek ba¤›rmak, ç›-
k›flmak
has: iyi nitelikli
hasis: alçak, adi, baya¤›
hastal›k: tutku, afl›r› düflkünlük
haflerat: de¤ersiz ve zararl› kimseler
hafllamak: paylamak, azarlamak
havai: uçar›, hoppa / bofl, de¤ersiz
havalanmak: kibirli, gururlu davran›fllarda
bulunmak / be¤enilmeyen davran›fllarda
bulunmak / yerinde duramaz olmak
haval›: göz al›c›, çekici, cazibeli
havari: inanç yayan kimse
havra: gürültülü yer
havsala: zihnen al›p kavrama yetisi
hayati: önemli
hayhuy: bofl çaba
hayk›rmak: belirgin olarak görünmek, var-
l›¤›n› duyurmak
hayranl›k: tutku
hayta: serseri, bafl›bofl
hayvan: kaba, ak›ls›z, duygusuz, hoyrat,
anlay›fls›z
haz›ms›z: benimsemeyen, katlanamayan
haz›rc›: bir fleye emek harcamadan sahip
olmak isteyen
hazine: de¤er verilen fley ya da kimse
hazmetmek: içine atmak / katlanmak, da-
yanmak, sabretmek
hedef: amaç, gaye, maksat / var›lacak yer
helak: bitkin bir duruma gelme veya getir-
me
hesaplamak: ayr›nt›l› olarak düflünmek
h›nz›r: gaddar, kat› yürekli / kurnaz / ne ol-
du¤u belirsiz
h›nz›rl›k: muziplik
h›r›lt›: kavga, geçimsizlik
h›rpalamak: itip kakmak, azarlamak
h›zl›: uçar›, çapk›n, hovarda
hisse: ç›kar›lan ders
hoca: ö¤üt veren, ak›l ö¤reten
hokkabaz: aldatarak ifl gören
hortlamak: bir sorun yeniden ortaya ç›k-
mak
horoz: kabaday› erkek
hudut: son, uç
hukuk: dostluk, ahbapl›k
hummal›: yo¤un, hararetli, s›k›
hücum: sert elefltiri
22
H
