turkce sozluk - page 512

durumda bulunmak, huzursuz olmak.
rahatlamak
(nsz.)
S›k›nt›, tedirginlik, üzün-
tü yaratan koflullardan kurtulmak; raha-
ta kavuflmak.
rahatl›k, -¤›
a.
Rahat olma durumu.
rahatl›kla
be.
Rahat bir biçimde, kolayl›kla,
zorlanmadan:
Bu ifli rahatl›kla yapabili-
rim.
rahat rahat
be.
Huzur içinde olarak:
Sen
flimdi rahat rahat uyu.
rahats›z
ön a.
1.
Rahat olmayan, huzursuz,
tedirgin:
Rahats›z bir biçimde orada du-
ruyordu.
2.
Rahat olmayan, s›k›nt› ve-
ren:
Rahats›z bir yatakt›, uyuyamad›m.
3.
Hasta, keyifsiz:
Bugün biraz rahats›-
z›m.
rahats›z etmek
s›k›nt› ve huzursuz-
luk vermek, rahat›n› kaç›rmak.
rahats›z
olmak
huzuru, rahat› bozulmak; neflesi,
keyfi kaçmak; sa¤l›¤› bozulmak.
rahibe
a. (ra:hibe) Ar.
Kad›n rahip.
rahim, -hmi (I)
a. Ar. anat.
Döl yata¤›.
rahim (II)
ön a. (rahi:m) Ar.
Koruyan.
rahip, -bi
a. (ra:hip) Ar.
Hristiyanl›kta dün-
yaya kapal› olarak manast›rda yaflayan
din adam›, keflifl.
rahle
a. Ar.
Yere diz çöküp kitap okumakta
kullan›lan alçak sehpa.
rahman
a. Ar.
“Kullar›na merhamet eden,
onlar› esirgeyen” anlam›nda Tanr›’n›n
adlar›ndan biri.
rahmet
a. Ar.
1.
(Tanr› için) Kulunun gü-
nahlar›n› ba¤›fllama, merhamet etme.
2.
hlk.
Ya¤mur.
rahmetli
ön a.
1.
“Tanr›’n›n rahmetine ka-
vuflmufl” anlam›nda ölmüfl kimseleri
sayg›yla anmak için adlar›n›n bafllar›na
getirilerek kullan›l›r; merhum:
Rahmetli
dedem bu duruma çok k›zard›.
2.
a.
Öl-
müfl kifli:
Rahmetlinin hiç düflman› yok-
tu.
rakam
a. (k kal›n okunur) Ar.
1.
Say›lar›
göstermeye yarayan iflaretlerden her bi-
ri:
0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9; Romen ra-
kamlar›.
2.
Nicelik, miktar
: Bu araba için
büyük bir rakam istedi.
raket
a. Fr. sp.
1.
Uzun bir sapa ba¤l› çem-
ber biçimindeki çerçevenin ortas›na a¤
gerilmifl olan ve tenis oyununda topa
vurmaya yarayan araç.
2.
K›sa bir sapa
ba¤l› yuvarlak plaka biçimindeki ahflap
gövdesinin her iki yüzü de ince bir plas-
tikle kaplanm›fl olan ve masa tenisinde
topa vurmaya yarayan araç.
rak›
a. Ar.
Üzüm, incir, erik gibi meyvelerin
alkolle mayalanarak dam›t›lmas›yla elde
edilen ve anason esans›yla kokuland›r›-
lan bir içki.
rak›m
a. (ra:k›m) (k kal›n okunur) Ar.
Yük-
selti.
rakip, -bi
ön a. (raki:p)
(k kal›n okunur)
Ar.
Ayn› fleyi elde etmeye ya da birbirini
geçmeye çal›flan:
rakip sporcu.
rakipsiz
ön a.
Daha iyisi, daha üstü buluna-
mayan:
rakipsiz oyuncu.
raks
a. Ar.
Dans.
raks etmek
dans etmek.
ralli
a. ‹ng.
Belli kurallara uyarak belli bir
noktaya ulaflmay› gerektiren otomobil
yar›fl›.
ramak
a. Ar.
“Bir fleyin gerçekleflmesine
çok az kalmak” anlam›na gelen “ramak
kalmak” deyiminde geçer:
Düflmesine
ramak kalm›flt›.
ramazan
a. Ar.
Müslümanlarca kutsal say›-
lan üç aylar›n sonuncusu ve Müslüman-
lar›n oruç tuttu¤u ay.
Ramazan Bayram›
öz. a.
fieker Bayram›.
rampa
a. (ra’mpa) ‹t.
1.
Farkl› yükseklikte
iki yüzeyi birbirine ba¤layan e¤ik düz-
lem.
2.
Bir arazideki, bir kara yolundaki
ya da bir demir yolundaki yokufl.
3.
Bir
kara yolu tafl›t›na ya da bir vagona yük
yüklemeyi kolaylaflt›ran set.
4.
ask.
Fü-
zeli mermilerin havaya f›rlat›lmak için
üzerine yerlefltirildikleri e¤ik destek.
randevu
a. Fr.
Belli bir yerde ve belli bir sa-
atte kararlaflt›r›lan buluflma.
randevulaflmak
(nsz.)
Belli bir yerde ve
belli bir saatte buluflmak için sözlefl-
mek.
rand›man
a. Fr.
Verim.
rahatlamak
rand›man
512
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 512
1...,502,503,504,505,506,507,508,509,510,511 513,514,515,516,517,518,519,520,521,522,...688
Powered by FlippingBook