safran
a. Ar. bitb.
1.
Süsengillerden, son-
baharda çiçek açan, so¤anl› bir kültür
bitkisi.
2.
Bu bitkinin çiçek tepecikleri-
nin kurutulmas›yla elde edilen ve ba-
harat olarak kullan›lan tozu.
safsata
a. Ar.
Bofl ve temelsiz söz.
sa¤ (I)
ön a.
1.
Vücutta kalbin bulundu¤u
yan›n di¤er yan›nda olan:
sa¤ el.
2.
a.
Bu tarafta olan yön:
Sa¤dan gidiniz.
3.
a.
Kurulu düzenin oldu¤u gibi korun-
mas›n› savunan siyasi ak›m.
sa¤a sola
rastgele yerlere:
Sa¤a sola bak›n, belk-
fli bulursunuz.
sa¤ (II)
ön a.
Yaflamakta olan.
sa¤ ol
(olun)
hofla giden bir davran›fl için “çok
yafla”, çok teflekkür ederim” anlamla-
r›nda kullan›l›r.
sa¤ olsun
bir kimse için
bir fley söylenece¤i zaman söyleyenin
iyi niyetini belirtmek üzere sözün bafl›-
na getirilir:
Sa¤ olsun, bizi hiç aram›yor.
sa¤almak
(nsz.)
Sa¤l›¤›na kavuflmak, iyi-
leflmek.
sa¤alt›m
,
a.
Sa¤l›¤›na kavuflma, iyileflme,
tedavi.
sa¤anak, -¤›
a.
Birdenbire bafllayan ve ço-
¤unlukla k›sa süren fliddetli ya¤mur.
sa¤ bek, -¤i
a. sp.
Futbolda savunman›n
en sa¤›nda görev yapan oyuncu.
sa¤c›
a.
ve
ön a.
Kurulu düzenden yana
olan (kifli, örgüt, topluluk).
sa¤d›ç, -c›
a.
Dü¤ünde gelin ya da güveye
k›lavuzluk eden kifli.
sa¤duyu
a.
Akla uygun, do¤ru, sa¤l›kl› yar-
g›lar verebilme yetisi; akl›selim.
sa¤görü
a.
Basiret.
sa¤görüsüzlük, -¤ü
a.
Basiretsizlik.
sa¤›r
ön a.
‹flitme duyusundan yoksun.
sa-
¤›r etmek
sa¤›rlaflmas›na yol açmak.
sa¤›r olmak
sa¤›r duruma gelmek, sa-
¤›rlaflmak.
sa¤›rlaflmak
(nsz.)
Sa¤›r olmak.
sa¤lam
ön a.
1.
Dayan›kl›, kolay y›pranma-
yan, bozulmayan:
sa¤lam bir bina.
2.
Zarar görmemifl, y›pranmam›fl, bozul-
mam›fl:
Eflyalar sa¤lam gelmifl.
3.
Sa¤-
l›kl›:
Sa¤lam bir midesi var.
4.
Güveni-
lir:
sa¤lam bir ifl.
5.
Sars›lmaz, köklü:
Sa¤lam bir dostluklar› var.
6.
mec.
Te-
miz, sa¤l›kl›:
Buran›n sa¤lam bir havas›
vard›r.
sa¤lama
a.
1.
Sa¤lamak eylemi.
2.
Bir
problemin çözümünü, bir hesab›n do¤-
rulu¤unu denetlemek için yap›lan ifl-
lem.
sa¤lamak
(-i)
1.
Bir fleyin olmas› için ge-
rekli koflullar› haz›rlamak:
Bu konuda
gerekli belgeleri sa¤lad›m.
2.
Elde et-
mek, kazanmak, sahip olmak:
Baflar›
sa¤lad›¤› için ödüllendirilmiflti.
sa¤lamc›
a.
‹flini ve paras›n› sa¤lama ba¤-
layan, garanti olmayan ifllere giriflme-
yen kifli.
sa¤l›cakla
be. (sa¤l›ca’kla)
Sa¤l›kla, esen-
likle:
Sa¤l›cakla kal›n.
sa¤l›k, -¤›
a.
Vücudun hasta olmamas› du-
rumu, esenlik, s›hhat.
sa¤l›k olsun
üzücü bir durum ya da bir zarar karfl›-
s›nda söylenen avunma sözü.
sa¤l›¤›n-
da
yaflarken.
sa¤l›¤›n›za
içki içerken
kadeh kald›r›ld›¤›nda “sa¤l›kl› olman›z
dile¤iyle içiyorum” anlam›nda kullan›l›r.
sa¤l›k bilgisi
a.
Bedence ve ruhça sa¤l›kl›
kalmay› ö¤reten, araflt›ran bilim dal›;
hijyen.
sa¤l›k karnesi
a.
Sosyal güvenlik kurumla-
r›na ba¤l› olarak çal›flanlar›n bakmakla
yükümlü olduklar› kiflilerin hastal›klar›-
n›n ya da emeklilerin tedavi edilmelerin-
de ve ilaç almalar›nda kullan›lan defter.
sa¤l›kl›
ön a.
1.
Sa¤l›k durumu iyi olan,
esen, s›hhatli, sa¤lam.
2.
mec.
Sa¤lam,
do¤ru, güvenilir:
Sa¤l›kl› bir karar ver-
miflsin.
sa¤l›k oca¤›
a.
Kasaba ve köylerde sa¤l›k
hizmeti veren kurulufl.
sa¤l›k raporu
a.
Çeflitli kurumlar taraf›n-
dan istenen ve kiflinin sa¤l›k durumuy-
la ilgili bilgilerin ve bulgular›n yer ald›¤›
belge.
sa¤l›ks›z
ön a.
1.
Sa¤l›k durumu iyi olma-
safran
sa¤l›ks›z
522
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 522