A¤lamaya bafllayan köle:
– Ba¤›flla büyük efendi, dedi. Bir kazayd›. Rüzgâr, yelpa-
zemi kavray›p bast›rd›.
Prens Abi söylendi:
– Daha dikkatli ol Meritra! Kes a¤lamay›... Git müneccim
Kaku’yu buraya gönder. fiimdi ikiniz de gidin...
Giderlerken, Meritra yol arkadafl›na yak›nd›:
– Bana kinci kad›n, dedi.
– O bir kez de bana çirkin oldu¤umu söylemiflti, diye kar-
fl›l›k verdi öbürü. Kutsal timsah›n onu yemesini dilerim!...
– fiiflt! dedi Meritra. Müneccim burda ve k›zg›n gibi görü-
nüyor.
‹ki kad›n el ele, yafll› adam›n önüne var›p e¤ildiler.
– Y›ld›zlar›n efendisi, dedi Meritra, size bir mesaj›m›z var.
Lütfen, yanaklar›ma bakmay›n›z. O izler, Prens Abi’nin elinin
izleridir.
– Konuflurken daha dikkatli olmal›yd›n. Sana niçin vurdu?
Meritra olay› anlatt›.
– Oh, dedi Kaku, böyle güzel bir k›za vurmak çok kötü.
– Teflekkür ederim, ey bilginin sahibi. Bize önümüzdeki
zamanda neler yaflayaca¤›m›z› söyler misiniz?
– Evet evet! Onun k›zg›n oldu¤unu görüyorum.
Meritra’yla müneccim böyle konuflurken, güverteden ku-
laklar› t›rmalayan öfkeli bir gürleme duyuldu:
– Nerede o lânetli müneccim?
– Burada! dedi Meritra. Onun k›zg›n oldu¤unu size söyle-
6