bir canl›n›n mermi içine girerek havaya f›rlat›lmas›n›, dahas›
Ay’a gidiflini do¤al karfl›layamazd›.
Bir taraftan da, Michele Arden ad›nda bir kiflinin gerçekten
var olup olmad›¤› konufluluyordu. Ama bindi¤i geminin ad›
verilmiflti. Bindi¤i gemi yak›nda Amerika’ya gelecekti. Öyley-
se?... Bu ifl gerçekti. Gerçekten, gözü pek bir Frans›z, Ay’a
gitmek istiyordu.
Baflkan Barbicane, hiçbir yorumda bulunmuyordu. Olay-
lar›n geliflmesini bekliyordu. Ama bu sessiz bekleyiflini her-
kesten beklemek insafs›zl›kt› elbette.
Baflkan Barbicane’in ilk düflüncesi, hemen postahaneye
giderek haberin do¤rulu¤unu araflt›rmak oldu.
Birkaç dakika sonra, Liverpool’daki liman baflkanl›¤›na bir
telgraf çekildi. fiu sorular›n yan›tland›r›lmas› istendi: Atlanta
gemisi Avrupa’dan ne zaman ayr›ld›? Bu gemide Michele Ar-
den ad›nda bir kimse var m›yd›?
‹ki saat sonra ilk bilgiler geldi:
Atlanta buharl› gemisi 2 Ekimde denize aç›lm›flt›. Tam-
pa’ya do¤ru yol al›yordu. Yolcu listesinde Michele Arden adl›
bir Frans›z bulunuyordu.
– Demek do¤ruymufl, diyen baflkan›n gözlerinde bir flim-
flek çakt› âdeta. Bir yandan da içinden flunlar› düflünüyordu:
“Bu ç›lg›n Frans›z on befl gün sonra burada olacak. Belli
ki bir ç›lg›n, bir deli bu adam. Hay›r, hay›r, hiçbir zaman böy-
le bir fleyi kabul etmeyece¤im.”
Ayn› akflam Breadwill flirketine, merminin yap›m›n›n ikin-
141