mahallelerine varm›fllard›. Maston, Arden’e Kaptan’la Baflkan
aras›ndaki anlaflmazl›¤› k›saca anlatm›flt›. fiimdi Arden, duru-
mu daha iyi anl›yordu. Tarlalar› geçerek ormana gelmifllerdi.
Bir saat kadar dolaflt›lar. Baflkan’la Kaptan’› arad›lar. Fakat
ikisinin de izine rastlamam›fllard›. Düellodan önce yetifleme-
yecekleri için korkuyorlard›.
Tam aramay› b›rak›p kente dönecekleri s›rada, Maston
parma¤›n› dudaklar›na götürerek:
– Hiflflflt!... fiurada biri var, dedi. K›m›ldamadan duruyor.
Elinde tüfek falan yok. Acaba ne yap›yor?
– Onu tan›yor musun?
– Dur bakay›m... Evet, evet, flimdi tan›d›m. Geri dönüyor.
– Kim bu adam?
– Kaptan Nicholl.
Arden genifl bir soluk ald›. Arad›klar›n›n birini bulmufllard›.
Onlara göre kaptan, ölüme susam›fl ac›mas›z›n biriydi. Bafl-
kan› öldürecekti. Fakat silâh›n› yere b›rakm›flt›. Az ilerde, ze-
hirli bir örümce¤in a¤›na minicik bir kufl yavrusu tak›lm›flt›.
Kaptan, bu minicik kuflun yard›m›na koflmufltu. K›sa bir süre
sonra, yavruyu a¤dan kurtard›. Hayvan› bir süre okflad›ktan
sonra sal›verdi. Kuflun uçuflunu bir süre izleyen kaptan, ya-
flam›ndan hoflnuttu.
– Kaptan, siz gerçekten iyi bir insans›n›z!
Kaptan flafl›rarak sesin geldi¤i yana döndü:
– Michele Arden, dedi. Burada ne ifliniz var?
– Elinizi s›kmaya geldim kaptan! Böylece sizin baflkan›,
156