ayr›nt›lar›na kadar belirtiliyordu.
Silâh olarak da üç k›sa tüfek, üç av tüfe¤i alm›fllard›. Ye-
teri kadar cephaneleri vard›.
Michel Arden:
– Ay’da kimlerle karfl›laflaca¤›m›z› bilemeyiz, dedi. Belki
de oradakilerin rahatlar›n› kaç›r›r›z. Silâhlar›m›z yan›m›zda
olsun da, gerisi kolay.
Yeteri kadar kazma, kürek, kaz›k, el testereleri, ip ve bun-
lara benzer baflka gereçler de ald›lar.
Ayr›ca her birinin özel giysileri de vard›. Bu giysiler onlar›
Kuzey Kutbu’nun so¤uklar›ndan, ekvatorun s›ca¤›na dek, bü-
tün hava koflullar›ndan koruyacak nitelikteydi.
Araçtaki küçük kutularda çeflitli tohumlar bulunuyordu.
Ayr›ca iyice sar›l›p sarmalanm›fl, on kadar fide vard›. Akl› s›-
ra Arden, bunlar› Ay’a ekip dikecekti. Hofl, ona kalsa birkaç
çuval toprak da götürecekti; ama Baflkan Barbicane buna
fliddetle karfl› ç›kt›.
Ay’›n ›ss›z bir bölgesine düflebileceklerini ya da Ay’da hiç-
bir yiyecek bulamayacaklar›n› düflünerek, bir y›ll›k yiyecek al-
m›fllard›. Ama Barbicane’in yarat›c›l›¤› burada kendini göster-
miflti. Yiyecek maddelerinin fazla yer tutmas›n› önlemek için
her biri büyük bir bas›nç alt›nda s›k›flt›r›larak hacimleri küçül-
tülmüfltü. Ama su için ayn› fleyi yapamam›fllard›. Yanlar›na al-
d›klar› su oldukça fazla yer tutmufltu.
Michele Arden, yiyecek içecek konusunda hiç de kayg›l›
de¤ildi; komflu eyaletteki bir ormana pikni¤e gider gibiydi.
171