ait de¤erli hayvanlar› çalmak gibi... Bu iyi cins bir köpek, bir
at, bir kedi olabilirdi.
Onun gündelik bira paras›n› bir baflkas›n›n ödemesi ge-
rekliydi. Ayl›k miktar öyle küçümsenir cinsten de¤ildi hani...
Yüz seksen litre bu; dile kolay, iç iç bitmez.
‹flte bu nedenle, Kaptan Bennet’›n ada komiserini görme-
ye gitti¤i gece, r›ht›mda buldu¤u Herbert’›, Omnia’ya geçiri-
vermiflti.
Herbert, Kaledonya adas›n›n sessizli¤inde, r›ht›m boyun-
ca geziniyordu. Bir yandan da Kaptan Bennet’la geldikleri ge-
minin nerede oldu¤unu düflünüyordu. Köpekçik, böyle kendi-
ne göre düflüncelere dalm›flken, Bob’la karfl›laflt›. Art›k saçla-
r› a¤armaya bafllayan bu gemiciyle hemen arkadafl oldular.
Herbert, a¤abeyi Husth (Haflt)’tan daha sokulgan, daha cana
yak›n bir köpekti. fiimdiye kadar pek az beyaz adam görmüfl-
tü; ama bu kadar› onu adam etmeye yetmiflti.
Bob da ilk gördü¤ünde, Herbert’a çok yak›nl›k göstermifl-
ti. Bütün beyaz adamlar gibi, o da yumuflak yürekliydi belki.
– Güzel beyaz köpek, gel bakay›m biraz bana... Ne iflin
var senin bu kara derililerin aras›nda?
Herbert hiç keyfini bozmam›fl, biraz gerileyerek sevgiyle
kuyru¤unu oynatm›flt›, gözleri ›fl›l ›fl›ld›.
Onun bu sevimli hâli Bob’›n gözünden kaçmam›flt›. Kö-
pekten iyi anlard›. K›y›daki gaz lâmbalar›n›n ayd›nl›¤›nda
Herbert’a al›c› gözüyle bakt›. Herbert, zeki ve cana yak›n ba-
8