Yak›ndaki bir birahaneye girdik. Yarmounth’tan geliyor-
mufl. Sabah erkenden bize u¤rayacakm›fl.
– Emily’nin izini buldu¤um oldu, ama yine kaybettim.
Cebinden k⤛tlar ç›kar›p bunlar›n, Emily’den gelen im-
zas›z mektuplar oldu¤unu söyledi.
– Bu paralar› da onun gönderdi¤ini san›yorum.
– Ham nas›l?
– Çok çal›fl›yor. Emily’yi unutamam›fl. K›z kardeflim,
“Onun yaras› derindi.” diyor. Sizinle flimdi görüfltü¤ümüze gö-
re, yar›n u¤ramama gerek kalmad›, dedi. Yan›ndaki küçük
paketi göstererek ekledi:
– Bu panoyu geri veremeden, borçlu olarak ölürsem öbür
dünyada rahat edemem.
D›flar› ç›kt›¤›m›zda kar ya¤›fl› h›zlanm›flt›. Vedalafl›p ay-
r›ld›k.
* * *
Dora’n›n halalar›, yan›ma bir arkadafl›m› alarak Pun-
tey’deki evlerine gitmeme izin veriyorlard›. Oraya, Thomas
Traddles ile gittim. Eve yaklaflt›¤›m›z s›rada, ac›nacak du-
rumdayd›m. Traddles, yüreklenmem için bir bardak bira iç-
meyi önerdi.
Hizmetçinin bizi ald›¤› salonda, bir örnek yas giysileri için-
de iki yafll› bayan oturuyordu. Onlar› selâmlay›p gösterilen
70