150
gördü, kimsenin duymad›klar›n›
duydu. Yan›nda yücelikle alçakl›k
bir oldu. fiems’i evine ça¤›r›p padi-
flah›m, dedi, flu dervifli dinle. Evim
sana lay›k de¤il ama sana gerçek
âfl›k›m ben. Kulun nesi varsa, eline
ne geçerse hepsi efendisinindir;
bundan böyle o, senin evin."
Mevlâna’da meydana gelen bu de¤i-
fliklik ve fiems’e olan yak›nl›¤› fiems
aleyhinde bir ak›m›n do¤mas›na yol
açt›. Sultan Veled
‹btidaname
’de bu
durumu flöyle anlat›r: "Hepsi de k›-
namaya koyuldu. (...) Mevlâna bizim
yüzümüzden tan›nd›, dostu sevindi,
düflman› kahroldu. Bu böyleyken
kim oluyor bu fiemseddin ki fleyhi-
miz ona kap›ld›, yüzümüze bile bak-
m›yor. Art›k yüzünü göremez olduk.
Büyücü müdür, nedir? Sihirle kendi-
ni fleyhe sevdirdi. Ne asl› belli, ne
nesli. Nereli oldu¤unu bile lây›k›yla
bilmiyoruz. Halk vaazdan mahrum
fliklik meydana getirdi. fiems’le kar-
fl›laflmadan önce Mevlâna medrese-
de ders veren, camide vaaz eden,
ibadetle meflgul, olgun bir hocayd›.
Vahdetivücut inanc›n›n çok afl›r› bir
temsilcisi olan fiems onda büyük bir
de¤ifliklik yaratt›. Onun etkisiyle
Mevlâna dersi, vaaz› b›rakt›, müzi¤e
ve raksa (sema) merak sald›. Düflün-
cesinde ve düflüncesinin yans›mas›
olan fliirinde o zamana kadar görül-
memifl bir coflku
belirdi. Mevlâna
bir fliirinde bu
de¤iflikli¤i flöyle
dile
getirir:
"Elimde daima
mushaf vard›,
aflkla saza sar›l-
d›m. Daima Tan-
r› tesbih eden
a¤z›mda fliir var,
rubai var, na¤-
meler var." Bir
baflka fliirinde de fiems’e "Gayret
gözyafllar›yla abdest ald›m da na-
maz›mda k›blem sevgilinin yüzü ol-
du. Senden baflka bafl›m varsa yok
olsun. Sensiz yaflarsam yak varl›¤›-
m›. Kâbede de mabudum sensin, ki-
lisede de." diye hitap eder. Mevlâ-
na’n›n o¤lu Sultan Veled
‹btidana-
me
’sinde fiems’in Mevlâna üzerin-
deki etkisini flöyle anlat›r: "fiems’in
yüzünü görünce ayd›n gün gibi s›r-
lar, aç›ld› ona. Görülmemifl fleyleri