diliyordu. Onda ola¤anüstü bir ça¤-
r›fl›m yetene¤i, özel bir dikkat, ça¤›-
n› aflan bir sezgi vard›. fiiirlerini da-
ha çok bir vesile üzerine söylüyor-
du. Bu vesileler bahar›n gelifli, bir
dostun s›k›nt›s› veya neflesi, bir za-
limin ölümü, kendisine söylenen bir
söz olabiliyordu. Bazen de bir dünya
görüflü, bir inanç gibi daha soyut,
daha derin düflüncelerdi.
Mevlâna’n›n fliiri Yunan ve ‹ran Mi-
tolojilerini, tefsir, hadis, kelâm gibi
klasik din bilimlerini, tasavvufu,
Kur’an hikâyelerini, Eski Do¤u’nun
bütün kültürlerini içerir. Ama bu-
nunla kalmaz; dinler ve mezhepler
üstü zihniyetiyle, hür düflüncesi ve
insani tasavvufuyla dönemini geç-
mifle ba¤lar ve gelece¤i düflündürür.
fiiirlerini Farsça yazan Mevlâna’n›n
‹ran edebiyat›n› bütün incelikleriyle
bildi¤i kuflkusuzdur. Arapça ve Arap
edebiyat›yla da ilgiliydi, ayr›ca Yu-
nanca da biliyordu. Rumca, Farsça
ve Arapça kelimeleri bir arada kul-
lanarak yazd›¤› fliirlerinde (mülem-
ma) baz› m›sralar bütünüyle Rum-
cad›r. Mevlâna bütün eserlerini
Farsça yazm›flt›r. Çokça kulland›¤›
halk deyimleri, halk hikâyeleri, halk
taraf›ndan kullan›lan mecazlar flii-
rindeki klasik unsuru adeta örter.
Mevlâna’n›n fliirinde döneminin bü-
tün adetlerini, geleneklerini bulmak
mümkündür. Mo-
¤ol istilas›, y›k›lan
flehirler, beyler,
valiler, kâtipler,
dizdarlar, sokak
çocuklar›, h›rs›z-
lar,
sarhofllar,
meyhaneler, açl›k,
k›tl›k, imaretler,
tekkeler, yalanc›
fleyhler onun flii-
rinde
yerlerini
al›rlar. Bu fliir ha-
yatla yo¤rulmufltur. Toprak, tarla,
tohum, ekin, harman, su, taze ve s›-
cak bir somunun güzelli¤i, vb. bu fli-
irde asli bir unsurdur.
M‹ST‹K SEVG‹N‹N
PEYGAMBER‹ MEVLÂNA
Mistik sevginin peygamberi olarak
kabul edilir. XIII. yy.’da Belh’ten ge-
lip yerleflti¤i Anadolu, onun için s›-
153