903
        
        
          
            Zabc›, Mahmud Nedim
          
        
        
          1882 Malatya
        
        
          8 fiubat 1955 ‹stanbul
        
        
          ‹kinci TBMM Malatya milletvekili.
        
        
          Harp Okulu’nu (1907) ve Harp Akade-
        
        
          misi’ni (1909) bitirdi. II.Meflrutiyet’in
        
        
          ilân›ndan sonra ‹ttihat ve Terakki Cemi-
        
        
          yeti’ne girdi. Mahmud fievket Pafla’n›n,
        
        
          subaylar›n siyasetle u¤raflmalar›n› ya-
        
        
          saklamas› üzerine cemiyetten istifa etti.
        
        
          E¤itim için Fransa’ya gönderildi (1911).
        
        
          Balkan ve I.Dünya Savafllar›na kat›ld›.
        
        
          II.‹nönü Savafl›’ndan sonra ‹nebolu üze-
        
        
          rinde Ankara’ya geçip Kurtulufl Sava-
        
        
          fl›’nda görev ald›. ‹kinci TBMM’ye Ma-
        
        
          latya’dan milletvekili seçildi (1923) ve
        
        
          aral›ks›z yirmi yedi y›l parlamentoda
        
        
          görev yapt›.
        
        
          
            Zabit ve Kumandan ile Hasb›hal
          
        
        
          
            (Subay ve Komutan ile
          
        
        
          
            Konuflmalar)
          
        
        
          Atatürk’ün askerlikle ilgili eseri (Bas›-
        
        
          m›: ‹stanbul 1918). Kitap, Kurmay Bin-
        
        
          bafl› Mehmet Nuri Bey’in (Conker)
        
        
          1913 y›l› k›fl›nda verdi¤i konferanslar›n
        
        
          bir araya toplanmas›ndan oluflan “Zabit
        
        
          ve Kumandan” (Subay ve Kumandan)
        
        
          adl› eseri üzerine yapt›¤› de¤erlendirme-
        
        
          dir. 1914’te, Mustafa Kemal, Sofya’da
        
        
          askerî atafle olarak görevliyken yaz›ld›.
        
        
          Ancak 1918 y›l›nda ‹stanbul’da yay›m-
        
        
          lanabildi. Atatürk bu kitab›nda, içinde
        
        
          bulundu¤u ordudaki aksakl›klar›, hata-
        
        
          lar› sergiler ve bunlara karfl› çözüm yol-
        
        
          lar›n› sunar. Bir subay›n tafl›mas› gere-
        
        
          ken özveri, ölümü göze alma, emri alt›n-
        
        
          dakileri sevk ve idare edebilme, taarruz
        
        
          ruhu, inisiyatif özellikleri hakk›nda, Nu-
        
        
          ri Conker’in görüfllerine kat›l›r ve kendi
        
        
          düflüncelerini de çeflitli örneklerle des-
        
        
          tekleyerek aç›klar. Subaylarda ve erler-
        
        
          deki inisiyatif özelli¤ine eserinde genifl
        
        
          bir bölüm ay›ran Mustafa Kemal, özel-
        
        
          likle Trablusgarp Savafl›’nda edindi¤i
        
        
          deneyimler sonras› kendili¤inden hare-
        
        
          ket ve ifl görme özelli¤inin, olmas› gere-
        
        
          ken s›n›r›n› ortaya koyar.
        
        
          
            Zabit ve Kumandan ile Hasb›hal
          
        
        
          
            Mahmud Nedim Zabc›
          
        
        
          
            Mustafa Kemal’in “Zabit ve Kumandan ile Hasb›hal” adl› kitab›n›n Harf Devrimi öncesi
          
        
        
          
            (solda) ve devrimden sonra yeni yaz›yla yay›mlanan kapaklar›.
          
        
        
          ZAB‹T VE KUMANDAN ‹LE HASBIHAL
        
        
          «Bu yap›t, arkadafl› Nuri Conker’in “Zabit ve Kumandan” adl›
        
        
          yap›t›ndan esinlenerek, bu önemli konuda kendi düflüncelerini be-
        
        
          lirtmesi için yaz›lm›flt›r. Yap›t, ötekilerden daha iddial›d›r. ‹ddias›z
        
        
          yönü, Mustafa Kemal’in “askerlik ve komutanl›k” üzerinde bütün
        
        
          geniflli¤iyle bir yap›t ortaya koymay› düflünmekten çok, silâh ses-
        
        
          leri aras›nda buldu¤u bir zamanda, arkadafl›n›n fikirlerine karfl›
        
        
          yazd›¤› bir karfl›sav ve kendisinin adland›rd›¤› gibi bir söylefli ol-
        
        
          mas›ndad›r. Yap›t, daha çok komutanl›k ruhbilimi konusunu incele-
        
        
          mifltir. Ve Atatürk, kendi komutanl›k kiflili¤ini, bu kitapta bize yan-
        
        
          s›tmaktad›r. 1914’te haz›rlamas›na karfl›n, kimi kay›tlar yüzünden
        
        
          Atatürk bu kitab›n› 1918’de ve ilk yazd›¤› gibi bast›rm›flt›r. Bu ara-
        
        
          da yeniden incelemedi¤ini kabul etmek gerekir. Çünkü bu yap›t ka-
        
        
          ralamas›n› cephelerde yan›nda bulunduramam›fl olmas›, yan›nda
        
        
          bulundurdu¤unda ise o cepheden bu cepheye koflarken zaman bu-
        
        
          lamam›fl olmas› çok do¤ald›r. O, zaman›n›n çok duyuldu¤u bir ge-
        
        
          reksinmeye karfl›l›k vermektedir ki bu yeni komuta okulunu kur-
        
        
          makt›r. Yap›t›n yüksekli¤i de, içtenli¤i de buradad›r. ‹çindeki fikir-
        
        
          ler ise, ölmezdir.
        
        
          (………)
        
        
          Bu, küçük ama de¤erli eser, alt› bölümü kapsar.
        
        
          Birinci bölümde: Komutanl›k üzerinde genel düflünceler yürü-
        
        
          tür. Burada Conker’in Balkan Savafl›nda yenilmemizle ilgili ac›s›na
        
        
          flöyle kat›l›r: “Evet, pek ac› bir gerçektir; ama senin de anlatt›¤›n
        
        
          gibi bu u¤ursuz gerçe¤i alg›layanlar vard›. Ve bence alg›lamam›fl
        
        
          olmak için ya aymaz ya da bilgisiz olmak lâz›md›.”
        
        
          Selânik’te 5.Kolordu Komutan›na 30 Haziran 1911’de sundu¤u
        
        
          raporda: “Tek Er E¤itim evresinin sonuçsuz ve verimsiz bitti¤ini”
        
        
          “bir tümen komutan›n›n teftifl edece¤i e¤itim evresinden habersiz
        
        
          bulundu¤unu”, “bu tümen komutan›n›n k›ta karfl›s›nda bulunma-
        
        
          mas›n›n, bulunmas›ndan daha hay›rl› olaca¤›n› ve ödevlerinden bi-
        
        
          lisiz oldu¤unu”, “alay ve tümen komutanlar›n›n teftifl ve elefltiri-
        
        
          lerinin alay konusu oldu¤unu ve güvensizlik yaratt›¤›n›”, “bunlar›n
        
        
          yetifltirici ve güdücü olamayacaklar›n›; bunu görmemenin ise hain-
        
        
          lik diye adland›r›laca¤›n›” ve “bu hale sak›n› bulmak için buyruk ve
        
        
          komuta yetkisi olmayanlar›n aç›kça söylemeleri, yap›m ve orun sa-
        
        
          hibi olanlar›n da ac›ma duygular›yla ordunun de¤erden düflmesinin
        
        
          nedeni olmamalar›n›” yazm›flt›r. Mustafa Kemal bu raporunun,
        
        
          haddini bilmezli¤in bir örne¤i olarak, kolorduca orduya gönderil-
        
        
          mifl oldu¤unu yazar ve ordu müfettiflli¤ine sundu¤u bir raporda da
        
        
          “Kumandanlar böyle olunca ordu e¤itim, sevk ve idaresinde iyi bir
        
        
          düzen beklenmemesini” belirtti¤ini kaydeder.
        
        
          Bunlar›n sonucu, Mustafa Kemal’in ‹stanbul’a, Genelkurmaya
        
        
          ald›r›lmas› olmufltur. Bu, onu cezaland›rmakt›r.
        
        
          Mustafa Kemal, fikrini ispat etmek için kat›ld›¤› Edirne manev-
        
        
          ras›n› aktar›r. Meflrutiyet döneminin ilk büyük manevras›nda ald›-
        
        
          ¤› ve verdi¤i buyru¤u bilmeyen, d›fl görünüflünün tersine tümenine
        
        
          komuta edemeyen ve edecek durumda bulunmayan tümen komu-
        
        
          tan›ndan söz eder. Rastlad›¤› bir alay komutan›n›n ald›¤› ve ikinci-
        
        
          sinin birinciyi yürürlükten kald›rd›¤› iki buyruktan hâlâ birincisini
        
        
          uygulamaya çal›flt›¤›na tan›k oldu¤unu anlatarak, bu gibi birliklerin
        
        
          savaflamayacaklar›n› kestirmek için keskin uslamlaman›n gerek-
        
        
          medi¤ini yazar ve gerçek bir komuta kurulunun meydana getiril-
        
        
          mesini üstlerine duyurdu¤unu ekler. Bu hayk›rmalar›n “delilik” di-
        
        
          ye nitelendi¤inden yak›n›r. Bunun sonucunun neye vard›¤›n›, flöyle
        
        
          ba¤lar: “Trablus harekât alan›ndan Balkan harekât alan›na koflar-
        
        
          ken, bir gün iflittim ki yurdum Selânik ve orada anam, kardeflim,
        
        
          bütün soyum sopum- niteliklerini anlatt›¤›m için beni yurdumdan
        
        
          kovan kimselerce- düflmana ba¤›fllanm›flt›r.” Son Balkan Savafl›n-
        
        
          da topçu atefli alt›nda, palas›n› çekmifl bir alay komutan›n›n yok
        
        
          ▲
        
        
          Z