120
• canla baflla:
Var gücüyle, büyük bir özveriyle.
Bütün gün canla baflla bana yard›m etti.
• canl› cenaze:
Çok zay›f kimseleri nitelemek için kullan›l›r.
Bu çocuk da canl› cenaze gibi.
• canl› yay›n:
Olay›n gerçekleflti¤i anda yap›lan televizyon ve radyo
yay›n›.
Baflbakan, canl› yay›na telefonla kat›ld›.
• can pahas›na:
Ölümü göze alarak.
Can pahas›na da olsa suya atlay›p çocu¤u kurtard›.
• can pazar›:
Herkesin ölüm tehlikesiyle karfl› karfl›ya kald›¤› ve ken-
dini kurtarmaya çal›flt›¤› durum.
Savafl bafllad›, can pazar› bu!
• can sa¤l›¤›:
Kiflinin esenlik içinde olmas› durumu.
Can sa¤l›¤›n›z› koruyunuz.
• can s›k›c›:
‹nsana s›k›nt› veren durum.
Can s›k›c› bir filmdi.
• can s›k›nt›s›:
Bir olaydan duyulan üzüntü, tedirginlik.
Küçük bir trafik kazas› da olsa, bütün yolcularda can s›-
k›nt›s› yaratm›flt›.
• can s›kmak:
B›kk›nl›¤a neden olmak, üzmek.
Bu davran›fl›n can s›k›yor.
Deyimler/112-132 21/07/2010 21:03 Page 120