118
• can›n› difline takmak:
Her tehlikeyi, s›k›nt›y› göze alarak bir ifle giriflmek.
Can›n› difline takm›flt›, günde on alt› saat çal›flt›¤› olu-
yordu.
• can›n›n derdine düflmek:
Bir tehlikeyle karfl›laflt›¤›nda, baflkalar›yla u¤raflmaktan
vazgeçip yaln›zca kendini kurtarmaya çal›flmak.
Depremde o da can›n›n derdine düflmüfltü.
• can›n› s›kmak:
Bir kifli, bir fley, bir olay kendisine üzüntü, s›k›nt› ver-
mek, neflesini kaç›rmak.
S›k s›k akl›na gelen o olay can›n› s›k›yordu.
• can›n› sokakta bulmamak:
Sa¤l›¤›n›n de¤erini bilmek, vücudunu olur olmaz fleyler
için y›pratmamak.
Bu kadar da çal›fl›lmaz, can›n› sokakta bulmad›n.
• can›n› vermek:
Bir fley u¤runda ölmeye haz›r olmak.
Atalar›m›z bu ülke için canlar›n› verdiler.
• can›n› yakmak:
1.
Bir kimseyi çok büyük zarara u¤ratmak.
Benimle u¤raflmaya devam ederse onun can›n› yaka-
ca¤›m.
2.
bk. can›n› ac›tmak.
• Can› sa¤ olsun:
Yitirilen fley önemli de¤il, zarar› yok, anlam›nda söyle-
riz.
Alt taraf› bir bardak, can› sa¤ olsun!
Deyimler/112-132 21/07/2010 21:03 Page 118
