 
          111
        
        
          • burnundan k›l ald›rmamak:
        
        
          En küçük elefltiriye dayanamayacak kadar huysuz ol-
        
        
          mak.
        
        
          Burnundan k›l ald›rmad›¤› için onunla oturup rahat
        
        
          rahat konuflam›yorum.
        
        
          • burnundan solumak:
        
        
          Çok öfkelenmek.
        
        
          Beni görünce burnundan solumaya bafllad›.
        
        
          • burnunda tütmek (biri, bir fley):
        
        
          Çok özlemek, çok aramak, çok istemek.
        
        
          Eski arkadafllar›m burnumda tütüyor.
        
        
          • burnunun dibinde (birinin):
        
        
          Çok yak›n›nda.
        
        
          Gazete burnunun dibinde. Görmüyor musun?
        
        
          • burnunun dikine (do¤rusuna) gitmek:
        
        
          Ö¤üt dinlemeyip kendi bildi¤i gibi davranmak.
        
        
          O her zaman burnunun dikine gider.
        
        
          • burnunun dire¤i s›zlamak:
        
        
          1.
        
        
          Çok üzülmek.
        
        
          Ye¤eni hasta olunca burnunun dire¤i s›zlam›flt›.
        
        
          2.
        
        
          Çok ac› duymak.
        
        
          B›çak elini kesince burnunun dire¤i s›zlad›.
        
        
          • b
        
        
          urnunun ucunu görmemek:
        
        
          Dikkatsizlik, sarhoflluk gibi nedenlerle çok yak›n›nda
        
        
          olan fleyi ya da bast›¤› yeri görememek.
        
        
          ‹çkiyi fazla kaç›rd›¤›ndan burnunun ucunu göremiyor-
        
        
          du.
        
        
          • burnunu sokmak:
        
        
          Gereksiz yere, her ifle kar›flmak.
        
        
          Sen bu ifle burnunu sokma.
        
        
          Deyimler/101-111  21/07/2010  21:03  Page 111