127
• çarçur etmek:
Para, zaman gibi de¤erleri gereksiz yere harcay›p tü-
ketmek.
Zaman›n›z› çarçur etmeyin, iyi de¤erlendirin.
• çaresine bakmak:
Çözüm yolu bulmak, gerekeni yapmak.
Doktor, hastal›¤›n›n çaresine bakar.
• çark etmek:
Geri dönmek.
Yapt›¤›m›z anlaflmadan çark etti.
• çark›na okumak:
Bir kimseye büyük kötülük yapmak, bir kimseyi zarara
u¤ratmak.
Onun çark›na okurum.
• çarp›k çurpuk:
Çok çarp›k, e¤ri bü¤rü.
Çarp›k çurpuk bir yaz›s› var.
• çarflaf kadar:
(Boyutlar› küçük olmas› gereken fleyler için) Gere¤in-
den çok büyük, çok genifl anlam›nda söyleriz.
Çarflaf kadar bir k⤛t getirdi.
• çarflamba pazar›:
Her fley karmakar›fl›k, anlam›nda kullan›l›r.
Bu ev çarflamba pazar›na dönmüfl.
• çat kap›:
Beklenmedik bir zamanda kap›y› çalmak anlam›n› tafl›r.
Amcamlar akflamleyin çat kap› geldiler.
• çatlasa da patlasa da:
Ne kadar karfl› ç›karsa ç›ks›n, ne kadar zorlarsa zorla-
s›n, anlam›nda kullan›l›r.
Çatlasa da patlasa da bu ifli yapacak.
Deyimler/112-132 21/07/2010 21:03 Page 127