Deyimler sozlugu - page 351

351
• parma¤›n› bile k›p›rdatmamak (oynatmamak):
Bir ifl için hiçbir davran›flta bulunmamak.
Yard›m etmek için parma¤›n› bile k›p›rdatmad›.
• parma¤› olmak (bir iflte):
Bir ifli olumsuz yönde etkilemek, bir ifle kar›flmak.
Bu iflte senin de parma¤›n var.
• parmak basmak (bir yere):
1.
Parmak ucuna mürekkep sürüp imza yerine k⤛t
üzerine bast›rmak.
Okuma yazmas› olmad›¤›ndan parmak bast›.
2.
Bir konu üzerine dikkati çekmek.
Bir konuya parmak basmak istiyorum.
• parmak hesab›:
Say›lar› parmakla göstererek yap›lan hesap.
Hâlâ parmak hesab› m› yap›yorsun?
• parmak ›s›rmak:
fiaflakalmak, hayretler içinde kalmak.
Manzaray› görünce parma¤›m›z› ›s›rd›k.
• parmak kadar:
Çok küçük çocuklar› nitelemek için söylenir.
Parmak kadar çocuk, bu ifli yapamaz ki...
• parmak kald›rmak:
Bir toplulukta söz istemek amac›yla iflaret parma¤›n›
aç›k b›rak›p ötekileri kapayarak eli yukar› kald›rmak.
Soruyu yan›tlamak için parmak kald›rd›.
• parmakla gösterilmek:
1.
Ünlü olmak.
O, tiyatro alan›nda parmakla gösterilen bir oyuncu.
2.
Az bulunmak.
O otomobiller art›k parmakla gösteriliyor.
Deyimler/343-363 21/07/2010 21:01 Page 351
1...,341,342,343,344,345,346,347,348,349,350 352,353,354,355,356,357,358,359,360,361,...464
Powered by FlippingBook