361
• ruhu (bile) duymamak:
Olanlar›, yap›lanlar› hiç sezememek.
Biz yar›n bulufluruz, onun ruhu bile duymaz.
• ruhuna ifllemek:
Bir fley bir kimsenin ayr›lmaz bir parças› olmak.
Tembellik onun ruhuna ifllemifl.
• ruhunu teslim etmek:
Ölmek.
Sabaha do¤ru ruhunu teslim etti.
• Ruhu flad
(*)
olsun:
(Ölüler için) Mutlu olsun, sevinsin, anlam›nda söylenir.
Çok iyi bir insand›. Ruhu flad olsun.
• rüflvet yemek:
Bir ifli yapmak için bir kimseden rüflvet almak.
Rüflvet yemeyi al›flkanl›k hâline getirmiflti.
• rüyalar›na girmek:
Bir fleyden çok etkilenmek, o fley hiç akl›ndan ç›kma-
mak.
Ameliyat rüyalar›na giriyordu.
• rüyas› ç›kmak:
Görülen rüya gerçekleflmek.
Rüyam ç›kt›, bir kardeflim olacak.
• rüyas›nda görse hayra yormamak:
Hiç düflünmedi¤i güzel bir durumla karfl›laflmak.
Bir ev sahibi olmufltu, rüyas›nda görse hayra yormazd›.
• rüzgâr almak:
Rüzgâr esen bir yerde bulunmak.
Evimizin bu balkonu rüzgâr al›r.
(*) flad:
Mutlu, nefleli.
Deyimler/343-363 21/07/2010 21:01 Page 361
