362
S
• saat gibi ifllemek:
Hiç aksamadan çal›flmak.
Bulafl›k makinesini onard›m, flimdi saat gibi iflliyor.
• saati saatine uymamak:
S›k s›k tutumunu, davran›fl›n› de¤ifltirmek.
Onun saati saatine uymaz; bir sinirli olur, bir nefleli.
• saat tutmak:
Bir iflin ne kadar sürdü¤ünü saate bakarak belirlemek.
Saat tuttum, yolculu¤umuz tam befl saat sürdü.
• sabaha ç›kamamak (hasta):
Sabaha kadar yaflayamamak.
Onun için sabaha ç›kmaz dediler.
• sabaha do¤ru (karfl›):
Gecenin sabaha yak›n bir zaman›nda.
Eve sabaha do¤ru dönmüfltü.
• sabah› bulmak (etmek):
Bir fleyle bütün gece u¤rafl›rken sabah olmak.
Elimdeki kitab› b›rakamay›nca sabah› buldum.
• sabah›n köründe:
Sabah›n çok erken saatlerinde, ortal›k iyice ayd›nlan-
madan.
Sabah›n köründe kalk›p ifle gidiyor.
Deyimler/343-363 21/07/2010 21:01 Page 362