 
          385
        
        
          • sular kararmak:
        
        
          Akflam olmaya bafllamak.
        
        
          Sular karar›nca gezimiz sona erdi.
        
        
          • sululuk etmek (yapmak):
        
        
          Yersiz, hofl olmayan flakalar yapmak.
        
        
          Sululuk yaparak kimsenin sevgisini kazanamazs›n.
        
        
          • sulu sepken:
        
        
          Ya¤murla kar›fl›k ya¤an kar.
        
        
          Birden sulu sepken bafllad›.
        
        
          • surat asmak:
        
        
          Kafllar›n› çat›p yüzüne küskün bir anlam vermek.
        
        
          Surat›n› as›p oturdu.
        
        
          • surat (surat›) bir kar›fl:
        
        
          Öfkeli, k›zg›n, somurtkan kimseleri nitelemek için kulla-
        
        
          n›l›r.
        
        
          Bugün onda surat bir kar›fl.
        
        
          • surat etmek:
        
        
          Bir kimseye karfl› küskün durmak.
        
        
          Bana niçin surat ediyorsun?
        
        
          • surat›ndan düflen bin parça (olmak):
        
        
          Can s›k›nt›s›n› aç›kça belli etmek.
        
        
          Bu akflam surat›ndan düflen bin parça.
        
        
          • surat mahkeme duvar›:
        
        
          As›k suratl›, kimseye gülmeyen, suskun duran kimsele-
        
        
          ri nitelemek için kullan›l›r.
        
        
          Surat mahkeme duvar›, eve gidiyordu.
        
        
          • suret almak (ç›karmak):
        
        
          Bir belgenin kopyas›n› ç›karmak.
        
        
          Bu dilekçenin bir suretini al›r m›s›n›z?
        
        
          Deyimler/385-404  21/07/2010  21:01  Page 385