392
• flehadet getirmek:
‹slam›n flartlar›ndan biri olan ve “Allah’tan baflka tapa-
cak yoktur ve Hz. Muhammed onun kulu ve peygambe-
ridir.” anlam›na gelen Arapça sözü söylemek.
fiehadet getirip dua etmeye bafllad›.
• flekerleme yapmak:
K›sa ve hafif bir uyku çekmek.
Ö¤le yemeklerinden sonra flekerleme yapard›.
• fieytana külah›
(*)
(pabucu) ters giydirmek:
bk. külah›n› ters giydirmek.
• fleytana uymak:
Kötü bir ifl yapma iste¤ine kap›lmak.
fieytana uyup derslerime çal›flmad›m.
• fleytan diyor ki:
Yap›lmamas› gereken bir davran›fl› yapma iste¤i duyul-
du¤unda söylenir.
fieytan diyor ki git adam›n bo¤az›na sar›l.
• fleytan dürtmek:
Hiçbir neden yokken kötü bir ifl yap›vermek.
fieytan dürttü, gidip vazoyu k›rd›m.
• fieytan görsün yüzünü:
Onu sevmiyorum, görmek istemiyorum, anlam›nda kul-
lan›l›r.
B›kt›m ondan, fleytan görsün yüzünü.
• fleytan›n baca¤›n› (aya¤›n›) k›rmak:
1.
Bir nedenle gidilemeyen bir yere gitmek ya da baflla-
n›lamayan bir ifle bafllamak.
Size gelerek fleytan›n baca¤›n› k›rd›m art›k.
2.
Bir iflte u¤ursuzlu¤u, flanss›zl›¤›, aksili¤i yenmek.
fieytan›n baca¤›n› k›rd›m, art›k ifllerim iyi gidiyor.
(*) külah:
Eskiden kullan›lan bir tür bafll›k.
Deyimler/385-404 21/07/2010 21:01 Page 392