 
          458
        
        
          • zihnini kurcalamak (bir konu birinin):
        
        
          Bir konu bir kimsenin s›k s›k akl›na gelip düflündürmek.
        
        
          Day›s›n›n durumu zihnini kurcal›yordu.
        
        
          • zikzak yapmak:
        
        
          S›k s›k düflünce ve taraf de¤ifltirmek.
        
        
          Art›k zikzak yapmaktan vazgeç.
        
        
          • zil zurna (sarhofl):
        
        
          Afl›r› ölçüde (sarhofl).
        
        
          O akflam zil zurna sarhofl olmufltu.
        
        
          • zindan kesilmek (bir yer):
        
        
          1.
        
        
          Çok karanl›k duruma gelmek.
        
        
          Ortal›k zindan kesilmiflti, çok korkuyordu.
        
        
          2.
        
        
          Çok s›k›c› ve içinde yaflanmaz duruma gelmek.
        
        
          Ev zindan kesilince, çekip gitti.
        
        
          • Ziyade olsun:
        
        
          Yemek yiyenlere ya da yeme¤e ça¤›ranlara “Tanr› sof-
        
        
          ran›za bolluk versin.” anlam›nda söylenir.
        
        
          Çok güzeldi, ziyade olsun.
        
        
          • Ziyan› yok:
        
        
          bk. Zarar› yok.
        
        
          • zokay›
        
        
          (*)
        
        
          yutmak:
        
        
          Aldat›l›p zarara sokulmak.
        
        
          Zokay› yutunca akl› bafl›na geldi.
        
        
          • zora binmek (ifl):
        
        
          ‹fl, zor kullanarak sonuç al›nabilecek bir duruma girmek.
        
        
          Bu ifl zora bindi.
        
        
          • zora koflmak:
        
        
          Bir iflte bir kimseye güçlük ç›karmak.
        
        
          Niçin flu ifli zora kofluyorsunuz?
        
        
          (*) zoka:
        
        
          Büyük bal›klar› tutmakta kullan›lan küçük bal›k biçiminde
        
        
          ucu i¤neli kurflun parças›.
        
        
          Deyimler/447-464  21/07/2010  21:17  Page 458