449
• yüre¤i yanmak:
Pek çok ac›mak.
Onun bu sefil durumuna yüre¤i yan›yordu.
• yüre¤i yaral›:
Büyük bir üzüntüsü olan kimseler için söylenir.
Yüre¤i yaral› bir insand›.
• yürekler ac›s›:
bk. içler ac›s›.
• yürürlü¤e girmek:
(Yasa, karar, ifl) Uygulanma zaman› gelmek.
Bu yasa ne zaman yürürlü¤e girdi?
• yüz ak›yla ç›kmak (bir iflten):
Bir ifli, sayg›nl›¤›n› yitirmeden eksiksiz olarak baflar›yla
yap›p bitirmek.
Bu iflten de yüz ak›yla ç›kaca¤›na inan›yorum.
• yüz bulmak:
‹lgi ve yak›nl›k görmek.
Bu kadar yüz bulaca¤›n› beklemiyordu.
• yüz bulunca astar istemek:
bk. yüz verince astar istemek.
• yüz çevirmek:
Bir kimseye karfl› gösterdi¤i ilgiyi kesmek.
Bana niçin yüz çevirdi¤ini anlayamad›m.
• yüz görümlü¤ü:
Damad›n dü¤ün günü geline verdi¤i arma¤an.
Yüz görümlü¤ü olarak bir kolye takm›fl.
• yüz göz olmak:
Bir kimseyle, arada sayg› kalmayacak biçimde senli
benli olmak.
Onunla yüz göz oldu¤un için sözünü dinletemiyorsun.
Deyimler/447-464 21/07/2010 21:17 Page 449