456
• zar zor:
1.
‹stemeyerek.
Onu doktora zar zor götürdüler.
2.
bk. güç bela
• zehir zemberek (söz):
Çok ac› (söz).
Zehir zemberek sözler etti.
• Zehir z›kk›m olsun (yedi¤i):
‹lenme olarak söylenir.
Nankör bir insanm›fl, zehir z›kk›m olsun yedi¤i.
• zemin haz›rlamak:
Daha sonra istenecek bir fley için önceden uygun ortam
yaratmak.
Onlar› bar›flt›rabilmek için zemin haz›rlamak gerekiyor.
• zemzemle
(*))
y›kanm›fl olmak (biri ötekinin yan›nda):
‹kisi de kötü olmakla birlikte biri ötekine göre çok iyi ol-
mak.
O senin yan›nda zemzemle y›kanm›fl gibi duruyor.
• zerre
(**)
kadar:
Hiç.
O beni zerre kadar ilgilendirmiyor.
• zevkine varmak:
bk. tad›na varmak.
• zevkini ç›karmak (bir fleyin):
bk. tad›n› ç›karmak.
• zevkini okflamak (bir fley birinin):
O fley hofluna gitmek.
Bu sözler onun zevkini okflam›flt›.
(*) zemzem:
Kâbe yak›nlar›nda bulunan kuyunun Müslümanlarca
kutsal say›lan suyu.
(**) zerre:
Çok küçük parçac›k.
Deyimler/447-464 21/07/2010 21:17 Page 456