450
• yüz k›zart›c›:
Utanç verici, utan›lacak.
Yüz k›zart›c› bir suçtan mahkûm olmufltu.
• yüz tutmak (bir fleye):
Yönelmek.
Saçlar› a¤armaya yüz tutmufltu.
• yüzü ak:
Utan›lacak bir durumu, bir suçu olmayan kimseler için
söylenir.
Yüzü ak bir insan olarak bilinir.
• yüzü as›lmak:
Somurtmak.
Haberi duyunca yüzü as›ld›.
• yüzü as›k:
Somurtkan kimseler için kullan›l›r.
Yeni arkadafl›m›z yüzü as›k biriydi.
• yüzü gözü aç›lmak:
1. Toplumsal iliflkiler kurmaya, çevresini tan›maya bafl-
lamak.
Yedinci s›n›fa gelince yüzü gözü aç›ld›.
2.
S›k›lmaz, utanmaz bir duruma gelmek.
Senin yüzün gözün aç›lm›fl.
• yüzü gülmek:
Sevinmek, neflelenmek.
Beni görünce yüzü gülmeye bafllad›.
• yüzü kalmamak:
bk. yüzü olmamak.
• yüzü kara:
Utan›lacak bir durumu olan kimseler için söylenir.
Onun için yüzü kara derler.
Deyimler/447-464 21/07/2010 21:17 Page 450
