 
          452
        
        
          • yüzüne hasret kalmak (bir fleyin):
        
        
          O fleyden yoksun kalmak.
        
        
          Televizyonun yüzüne hasret kalm›flt›m.
        
        
          • yüzüne kan gelmek:
        
        
          Yüzünün rengi yerine gelip sa¤l›¤›na kavuflmak.
        
        
          Art›k atlatt›n say›l›r, yüzüne kan gelmifl.
        
        
          • yüzüne karfl› söylemek:
        
        
          Çekinmeden karfl›s›nda söylemek.
        
        
          Her fleyi yüzüne karfl› söyledim.
        
        
          • yüzüne vurmak (çarpmak):
        
        
          Ay›playarak kusurunu yüzüne karfl› söylemek.
        
        
          Yalan›n› yüzüne vurdum.
        
        
          • yüzünü a¤artmak:
        
        
          Yapt›¤› iflle bir kimseye övünebilece¤i bir konum kazan-
        
        
          d›rmak.
        
        
          Baflar›nla hepimizin yüzünü a¤artt›n.
        
        
          • yüzünü ekflitmek:
        
        
          Yüzüne memnun olmad›¤›n› belirten bir anlam yük-
        
        
          lemek.
        
        
          Benim de geldi¤imi görünce yüzünü ekflitti.
        
        
          • Yüzünü gören cennetlik:
        
        
          Uzun zaman ortal›kta görünmeyen kimseler için “Gö-
        
        
          rünmüyorsun.” anlam›nda söylenir.
        
        
          Neredeydin? Yüzünü gören cennetlik.
        
        
          • yüzünü kara ç›karmak (birinin):
        
        
          Bir kimsenin güvenini bofla ç›kararak onu utand›rmak.
        
        
          Anne ve babas›n›n yüzünü kara ç›karm›flt›.
        
        
          • yüzünü k›zartmak:
        
        
          1.
        
        
          Utanmas›na karfl›n istedi¤ini yapmak.
        
        
          Yüzünü k›zartarak para istedi.
        
        
          2.
        
        
          Bir kimseyi utanacak duruma düflürmek.
        
        
          Arkadafl›n›n yüzünü k›zartm›flt›.
        
        
          Deyimler/447-464  21/07/2010  21:17  Page 452