457
• zevkten dört köfle olmak:
Çok keyiflenmek.
Karnesini al›nca zevkten dört köfle oldu.
• zeytinya¤› gibi üste (suyun yüzüne) ç›kmak:
Haks›z, kusurlu oldu¤unu kabul etmeyerek kendini hak-
l› ç›karmaya çal›flmak.
Yine zeytinya¤› gibi üste ç›kt›.
• z›dd›na gitmek (bir fley birinin):
Bir fley bir kimsenin sinirini bozmak.
Adam›n sesi z›dd›na gidiyordu.
• z›lg›t
(*)
yemek:
Azarlanmak.
Z›lg›t yiyince akl› bafl›na geldi.
• z›nk diye durmak:
Ans›z›n durmak.
Otobüs z›nk diye durdu.
• z›rn›k
(**)
(bile) koklatmamak:
En ufak bir fley vermekten kaç›nmak.
O, kimseye z›rn›k koklatmaz.
• z›vanadan
(***)
ç›kmak:
1.
Çok öfkelenmek, çok sinirlenmek.
Haberi duyunca z›vanadan ç›kt›.
2.
Delirmek.
Adam z›vanadan ç›km›fl.
• zihni aç›lmak:
Daha iyi anlamaya, kavramaya bafllamak.
Sonunda çocu¤un zihni aç›ld›.
• zihni kar›flmak:
bk. akl› kar›flmak.
(*) z›lg›t:
Gözda¤›, azarlama.
(**) z›rn›k:
Arsenik denilen zehir.
(***) z›vana:
Bir kilit dilinin yerleflmesi için aç›lm›fl delik.
Deyimler/447-464 21/07/2010 21:17 Page 457
