turkce sozluk - page 425

mahiyet
a. (ma:hiyet) Ar.
1.
Nitelik, vas›f.
2.
mec.
‹ç yüz.
mahkeme
a. Ar.
1.
Adalet da¤›t›m› ifliyle
u¤raflan makam.
2.
Dava, duruflma.
mahkûm
ön a. (mahkû’m) Ar.
1.
Hüküm
giymifl, hükümlü.
2.
mec.
Zorunlu olan,
mecbur:
Bu ifli yapmaya mahkûmsun.
mahkûm etmek 1)
biri hakk›nda mah-
kûmiyet karar› vermek;
2)
kötü koflullar
içine sokmak.
mahkûm olmak 1)
hü-
küm giymek;
2)
bir fleyi yapmak zorun-
da olmak.
mahkûmiyet
a. (mahkû:miyet) Ar.
1.
Hü-
küm giymifl olma durumu.
2.
Hüküm
giyilen süre.
mahluk, -¤u
a. (mahlu:k) (k kal›n okunur)
Ar. esk.
Yarat›k.
mahmur
ön a.
(mahmu:r) Ar.
1.
Uyku ser-
semli¤ini atamam›fl olan.
2.
(göz için)
Süzgün, dalg›n bak›fll›.
mahmurlaflmak
(
nsz.)
Mahmur bir duruma
gelmek.
mahmuz
a. Ar.
Çizmenin ya da potinin arka-
s›na tak›lan ve binek hayvanlar›n› dürtüp
h›zland›rmaya yarayan demir ya da çelik
parça.
mahmuzlamak
(-i)
Mahmuz darbeleriyle
h›zland›rmak.
mahpus
ön a.
ve
a. (mahpu:s) Ar.
Bir yere
kapat›lm›fl ya da hapse at›lm›fl.
mahpushane
a. (mahpusha:ne) Ar.+Far.
Cezaevi, hapishane.
mahrem
ön a. Ar.
Gizli.
mahremiyet
a. Ar.
Gizli olma durumu, giz-
lilik.
mahrum
ön a. (mahru:m) Ar.
Yoksun.
mahrumiyet
a.
(
mahru:miyet) Ar.
Yoksun-
luk.
mahsuben
be. (mahsu:’ben) Ar.
Bir alaca¤a
say›larak, hesab›na say›lmak üzere.
mahsül, -lü
a. Ar.
Ürün.
mahsup, -bu
a. Ar.
Hesaba geçirilmifl.
mahsup etmek
hesaba geçirmek.
mahsur
ön a. Ar.
Sar›lm›fl, kuflat›lm›fl.
mahsus
ön a. Ar.
1.
Özgü, has.
2.
Biri ya da
bir fley için ayr›lm›fl olan:
Buras›, kam-
yonlara mahsus bir park yeridir.
3.
be.
Özellikle, bilhassa:
Bunu beni k›zd›rmak
için mahsus yapt›n.
4.
be.
fiaka olsun
diye:
Onu biraz k›zd›rmak için mahsus
söyledim.
5.
be.
Bilerek, isteyerek:
Pen-
cereyi, oda havalans›n diye mahsus aç›k
b›rakt›m.
mahfler
a. Ar.
1.
K›yamet günü ölülerin di-
rilerek toplanacaklar›na inan›lan yer.
2.
mec.
Büyük kalabal›k.
mahfler gibi
çok
kalabal›k.
mahvetmek
(-i) (ma’hvetmek
)
Ar.+T.
1.
Yok etmek:
Sel sular› koca köyü mah-
vetmiflti.
2.
Bozmak, ifle yaramaz duru-
ma getirmek:
Oynaya oynaya radyoyu
mahvettin.
3.
Bofla gitmesine yol aç-
mak:
Küçük bir dikkatsizlik tüm eme¤i-
mizi mahvetmiflti.
4.
Çöküntüye u¤rat-
mak, onmaz duruma getirmek:
Paras›z-
l›k onu mahvetmiflti.
mahvolmak
(nsz.) (ma’hvolmak) Ar.+T.
1.
Yok olmak:
Sel sular› nedeniyle koca
köy mahvolmufltu.
2.
Bozulmak, ifle ya-
ramaz duruma gelmek:
Radyo mahvol-
mufl.
3.
Bofla gitmek:
Küçük bir dikkat-
sizlik nedeniyle tüm eme¤imiz mahvol-
mufltu.
4.
Çöküntüye u¤ramak, onmaz
duruma gelmek:
Paras›zl›k yüzünden
mahvolmufltu.
mahya
a. (ma’hya) O.T.
1.
Ramazan ve
kandil gecelerinde camilerde iki minare
aras›na gerilen ip ya da tel üzerine kan-
dil ya da elektrik ampulleriyle yaz›lan ya-
z›, çizilen flekil.
2.
Çat›larda iki e¤ik dü-
zeyin kesiflti¤i bölüm.
mahzen
a. Ar.
Yap›lar›n bodrum kat›nda de-
po olarak kullan›lan yer.
mahzun
ön a. (mahzu:n)
Üzgün, hüzünlü.
mahzun olmak
üzgün, hüzünlü durum-
da olmak.
mahzur
a. Ar.
Sak›nca.
maiyet
a. Ar.
Bir üst görevlinin yan›nda, be-
raberinde bulunan kifliler.
majeste
a. Fr.
1.
Hükümdarlara verilen san.
mahiyet
majeste
425
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 425
1...,415,416,417,418,419,420,421,422,423,424 426,427,428,429,430,431,432,433,434,435,...688
Powered by FlippingBook