turkce sozluk - page 415

kürek, -¤i
a.
1.
Toprak, kum, kömür gibi
fleyleri aktarmakta kullan›lan, yayvan
bir bölüm ve ona ba¤l› bir saptan olu-
flan araç.
2.
Küçük deniz teknelerini yü-
rütmekte kullan›lan, bir ucu enli ve yas-
s› uzun a¤aç.
kürek çekmek
bir tekneyi
yürütmek için kürekleri ileri geri hareket
ettirmek.
kürek cezas›
a. esk.
Suçlulara gemilerde
kürek çektirmek biçiminde verilen ceza.
kürek kemi¤i
a. anat.
Omzun art bölümün-
de yer alan, üçgen biçiminde, genifl ve
ince kemik.
küreklemek
(-i)
Kürekle at›p temizlemek.
küresel
ön a.
1.
Küreyle ilgili olan.
2.
Küre
biçiminde olan.
3.
Dünya ölçüsünde,
global.
küreselleflmek
(
nsz.)
Dünya ölçüsünde
yayg›nlaflmak, kabul görmek; global-
leflmek.
küriyum
a. (kü’riyum
)
Fr.
(Frans›z kimyac›
Curie özel ad›ndan) kim. Aktinitlerden
plütonyum 239’un helyum çekirdekle-
riyle bombard›man›ndan elde edilen ve
atom numaras› 96, atom kütlesi 247
olan radyoaktif bir element (simgesi:
Cm).
kürk
a.
1.
Baz› hayvanlar›n giysi yapmak
için ifllenmifl postu.
2.
ön a. Kürkten
yap›lm›fl:
kürk manto.
kürsü
a. Ar
.
1.
Kalabal›k karfl›s›nda konu-
flanlar›n ç›kt›klar› yüksekçe yer:
meclis
kürsüsü.
2.
Bir fakültede araflt›rma ve
ö¤retim birimi:
‹ngiliz dili kürsüsü.
3.
Duruflma s›ras›nda savc› ve yarg›çlar›n
oturduklar› yer.
Kürt, -dü
öz. a.
Ön Asya’da yaflayan bir
topluluk ve bu topluluktan olan kifli.
kürtaj
a. Fr. t›p
Döl yata¤›n›n içini kaz›yarak
dölütü oradan alma ifli.
kürümek
(-i
) Küreklemek.
küs
ön a.
Küskün, küsmüfl, darg›n.
küskün
ön a.
Küsmüfl, gücenmifl olan.
küsmek
(-e)
Dar›lmak:
Arkadafl› ona küs-
müfltü.
küspe
a. Far.
Genellikle hayvan yemi, bu-
nun d›fl›nda yakacak ve gübre olarak
kullan›lan, ya¤› ve suyu al›nm›fl her tür-
lü ya¤l› tohum ve bitki art›¤›.
küstah
a.
ve
ön a
. Far. Hakaret say›labile-
cek sayg›s›zl›kta bulunan (kifli).
küsur
ç. a. (küsu:r) Ar.
1.
Artan, geriye ka-
lan bölümler; kesirler.
2.
Tam say›dan
sonra gelen kesirli say›.
küt (I)
ön a.
1.
K›sa ve kal›n.
2.
Keskin ol-
mayan.
küt (II)
a.
Sert bir fleye vuruldu¤unda ç›kan
ses.
küt diye
ans›z›n, birdenbire:
Küt
diye karfl›ma ç›kt›.
kütikül
a. Fr. bitb.
Yapraklar›n her iki yü-
zünde bulunan ve suyu s›zd›rmad›¤›
için bitkinin kurumas›n› önleyen ince
zar.
kütle
a. Ar.
1.
(kat› maddeler için) Büyük
parça, y›¤›n, küme:
buz kütlesi.
2.
Bir
araya gelmifl insan toplulu¤u, kitle.
3.
fiz
. Bir nesneye uygulanan kuvvetle,
oluflan ivme aras›ndaki orant›y› veren
katsay› ya da nesne niceli¤i.
küttedek
be.
Birdenbire ve küt diye ses ç›-
kararak:
Küttedek kap›y› kapad›.
kütleflmek
(nsz.)
Küt duruma gelmek.
kütük, -¤ü
a.
1.
Kal›n a¤aç gövdesi.
2.
Ke-
simden sonra a¤ac›n toprakta kalan bö-
lümü.
3.
Asma fidan›.
4.
Resmî kay›tla-
r›n ifllendi¤i defter.
kütüklük, -¤ü
a.
‹çine flarjöre geçirilmifl tü-
fek fifle¤i konularak palaskaya tak›lan
küçük kösele çanta, fifleklik.
kütüphane
a. (kütüpha:ne) Ar.+Far.
Kitap-
l›k.
kütüphaneci
a.
1.
Kitapl›kta görevli kifli.
2.
Kütüphanecilik e¤itimi görmüfl kifli, ki-
tapl›k bilimci.
kütürdemek
a.
Kütürtü ç›karmak.
kütürtü
a.
Elma, ayva, karpuz gibi meyveler
kesilirken ya da ›s›r›l›rken ç›kan ses.
küvet
a. Fr.
1.
Banyoda içine girilip y›kan›-
lan tekne.
2.
‹çinde el, yüz ya da kimi
fleyler y›kanan kap.
kürek
küvet
415
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 415
1...,405,406,407,408,409,410,411,412,413,414 416,417,418,419,420,421,422,423,424,425,...688
Powered by FlippingBook