turkce sozluk - page 430

marley
a. (bir marka ad›ndan)
Yap›larda yer
döflemesi olarak kullan›lan plastik mad-
de.
marmelat, -d›
a. Fr.
fieker ve suyla kar›flt›-
r›larak piflirilmifl pelte k›vam›nda meyve
ezmesi.
mars (I)
a.
Tavla oyununda oyunculardan
birinin, karfl› taraf hiç pul almadan, bü-
tün pullar› toplay›p iki say› kazanmas›.
mars etmek 1)
tavla oyununda karfl› ta-
raf›n hiç pul toplamas›na f›rsat verme-
den kendi pullar›n› toplay›p iki say› bir-
den kazanmak;
2)
tkz.
karfl›s›ndakini söz
söyleyemeyecek duruma düflürmek.
mars olmak 1)
tavla oyununda hiç pul
almadan kaybetmek;
2)
tkz.
söz söyle-
yemeyecek duruma gelmek.
Mars (II)
öz. a. gökb.
Merih.
marfl
ünl. Fr.
1.
Askerlikte ya da bir toplu-
lukta yürüyüfle geçmek için verilen ko-
mut:
‹leri marfl!
2.
a.
Bir toplulu¤u sim-
gelemek için bestelenmifl müzik parça-
s›:
Onuncu Y›l Marfl›.
3.
a.
Motorlu araç-
larda motoru çal›flt›rmaya yarayan dü-
zenek.
marflandiz
a. Fr.
Yük treni, yük katar›.
mart
a. Lat.
Y›l›n otuz bir gün süren üçün-
cü ay›.
martaval
a. argo
As›ls›z, yalan, uydurma
söz; palavra.
mart›
a. ‹t. hayb.
Mart›gillerden, denizlerde
ve su k›y›lar›nda yaflayan, genellikle be-
yaz renkte, yüzücü, perde ayakl› deniz
kufllar›n›n genel ad›.
mart›giller
ç. a. hayb.
Omurgal› hayvanlar-
dan kufllar s›n›f›na giren ve birçok türü
bulunan bir familya.
marul
a. Yun. bitb.
Birleflikgillerden, uzun
ve genifl yapraklar› taze olarak tüketilen
otsu bir bitki.
maruz
ön a. (ma:ru:z) Ar.
Bir olay ya da du-
rumun etkisinde bulunan:
Büyük bir
tehlikeye maruz kalm›fllard›.
masa
a. (ma’sa) ‹t.
1.
Bir ya da birçok ayak
üzerine oturtulmufl yatay bir tabladan
oluflan mobilya.
2.
Resmî dairelerde ya
da kurumlarda belli ifllerin yürütüldü¤ü
birim:
kaçakç›l›k masas›.
masaj
a. Fr. Vücut yüzeyine el, elektrik ya
da suyla uygulanan tedavi ve bak›m
yöntemi.
masal
a. Ar.
1.
Ola¤anüstü olaylara, do¤a-
üstü varl›klara yer veren, tümüyle düfl
ürünü, ço¤unlukla belirli olmayan bir
zamanda ve yerde geçen, a¤›zdan a¤za
aktar›larak sürüp giden bir anlat› türü:
Kelo¤lan Masallar›.
2.
mec.
As›ls›z, ya-
lan, bofl söz.
masa tenisi
a. sp.
Orta yerine bir a¤ geril-
mifl masa üzerinde raketler ve küçük bir
topla karfl›l›kl› oynanan bir oyun.
mask
a. Fr.
1.
Genellikle ölünün yüzüne uy-
gulanarak elde edilen yüz kal›b›.
2.
sp.
Eskrimde bafl› korumaya yarayan kafes
biçimindeki metal bafll›k.
maskara
a.
ve
ön a. Ar.
1.
E¤lendirici, gül-
dürücü, hofla giden hareketler yapan:
Ne maskara bir çocuk!
2.
“Kifliliksiz”,
“flerefsiz”, “rezil” anlamlar›nda söyle-
nen bir hakaret sözü.
3.
a.
Kirpik boya-
s›, rimel.
maskara etmek 1)
Bir kimse-
yi, bir fleyi gülünç ve flerefsiz duruma
düflürmek;
2)
bir fleyi bozmak, berbat
etmek.
maskara olmak
gülünç bir du-
ruma düflmek.
maskaralaflmak
(
nsz.)
1.
E¤lendirici, hofl
bir durum almak.
2.
Herkesin e¤lencesi
durumuna gelmek.
maske
a. (ma’ske) Fr.
1.
Boyal› karton, ku-
mafl ya da plastikten yap›lm›fl ve tan›n-
mamak için yüze geçirilen yapma yüz.
2.
Korunmak için özel olarak yap›lm›fl,
yüze geçirilen fley:
gaz maskesi.
3.
Yüz
ve boyun güzelli¤i için cilde sürülen
krem vb. bir fley.
4.
mec.
Gerçek duygu-
lar› ya da bir fleyin gerçek görünüflünü
gizleyen aldat›c› görünüfl, davran›fl.
maskelemek
(nsz.)
1.
Görünmemesini
sa¤lamak, maskeyle örtmek, kamufle
etmek.
2.
mec.
Gerçek niyetini gizle-
marley
maskelemek
430
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 430
1...,420,421,422,423,424,425,426,427,428,429 431,432,433,434,435,436,437,438,439,440,...688
Powered by FlippingBook