lar›n› açabildi¤in ve onlar›n a¤›zlar›n› konuflturdu¤un söyleni-
yor. Anne, bana babam Amen’i ça¤›rman› emrediyorum, böy-
lece onunla konuflabilirim.
– Korkmuyor musun? diye sordu Asti.
– Bir k›z babas›ndan korkar m›? Amen’in babam oldu¤u
söyleniyor. E¤er Amen babamsa, onu benimle yüz yüze getir.
– Gel, dedi Asti. Çal›flaca¤›m. Belki beni dinler. Belki ge-
lirse, sen ve ben bedelini ödemeliyiz.
Dar koridorlar boyunca gittiler, gizli merdivenlerden indi-
ler, sonunda kaya içindeki bir kap›ya vard›lar. Asti kap›n›n ki-
lidini açt›. ‹çeri girdiklerinde, kap›y› yine kilitledi.
Tua:
– Nedir buras›? diye sordu.
– Amen’in yüksek rahibelerinin gömülme yeridir. Tanr›n›n
buray› gözetti¤i söylenir. Otuz y›ld›r buraya kimse girmemifl-
tir. Bak, fluradaki tozlar›n içinde son rahibeyi mezar›na tafl›-
yanlar›n ayak izleri var.
Lâmbay› kald›rd›, onun ›fl›¤›nda Tua, duvarlar›na Tanr›la-
r›n resimleri yap›lm›fl bir mahzende olduklar›n› gördü. Her
yanda, ölülerin konuldu¤u tabutlar vard›. Dipteyse kara tafl-
tan bir sunak bulunuyordu.
Asti, Tua’y› suna¤›n önündeki basama¤a götürdü ve diz
çökmesini söyledi. Sonra lâmbayla uzaklaflt› ve lâmbay› yan-
daki odaya koydu, böylece buras› koyu karanl›kta kald›. O
anda Tua, Asti’nin arkas›na do¤ru geldi¤ini duydu. O da su-
na¤›n önünde diz çöktü. Tua’ya, sa¤daki ve soldaki mezarla-
36