1724
n
Azerbaycan Cephesi Seraskeri Köprülü Abdullah
Paşa’nın gönderdiği kuvvetler, Hoy şehrini
fethetti. Bunun üzerine Çors kenti de teslim oldu.
Böylece Batı İran’ın önemli bölümü ele geçirilmiş
oldu (6 Mayıs).
n
Batı İran’ın paylaşımı konusunda Osmanlı-Rus
Barış Antlaşması imzalandı (24 Haziran).
Osmanlı-Rus Barışı :
Batı İran’ın Osmanlılarla
Ruslar arasında paylaşılmasını sağlayan anlaşmaya gö-
re, Deli Petro’nin Hazar Denizi çevresini alması üzerine
Derbend-Bakû arası Rusya’ya; Revan, Hemedan, Kir-
manşah ve Karabağ bölgeleri Osmanlılara; Erdebil ise
İran’a verildi.
n
Kafkas cephesinde Nahcivan fethedildikten
sonra Irak cephesinde de 58 günlük bir
kuşatmayı takiben Hemedan’a girildi. Ayrıca
Azerbaycan cephesinde de Tebriz Kalesi kuşatıldı
(31 Ağustos).
n
Erivan Kalesi, çatışma olmaksızın teslim alındı
(3 Ekim).
1725
n
III. Ahmet’in Rabia Şermi Sultan’dan olan oğlu
I. Abdülhamit dünyaya geldi (20 Mart).
n
Fransız mühendisi Davut Gerçek Ağa,
İstan-
bul’da ilk defa olarak yangın tulumbası yapıp kul-
landı. Daha sonra Davut Gerçek Ağa’nın başında
bulunduğu,Yeniçeri Ocağı’na bağlı bir Tulumbacı
Ocağı kuruldu.
n
İran’ın Tebriz (3 Ağustos) ve Gence (4 Eylül)
şehirleri fethedildi.
n
Loristan eyaleti ve eyalet merkezi Hürremabad,
Osmanlı topraklarına katıldı (6 Eylül).
1726
n
Afganlı Eşref Şah’ın, Hilâfet iddiasıyla Batı İran’ı
tahliye isteği reddedildi (12 Mart).
n
Andican Savaşı:
Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu ile Eşref
Han komutasındaki İran ordusu arasında Fergana’daki
Andican’da yapılan savaşın ilk gününde Osmanlı ordu-
su üstün durumdayken Eşref Han’ın ordu içindeki aşi-
retlere, savaşı kazandığı takdirde kendilerine bağımsız
hanlık vereceğini vadetmesi ile bütün aşiretlerin İran or-
dusu tarafına geçtiği görüldü. Böylece ikinci günkü sa-
vaşta Osmanlı ordusu yenildi. Ağır toplarını bırakan Os-
manlı ordusu, Hemedan’a çekildi.
III. AHMET DÖNEM‹ OLAYLARI
Y
‹RM‹
Ü
ÇÜNCÜ
O
SMANLI
P
AD‹fiAHI
I I I
.
A
HMET
PAD‹fiAHLAR ALBÜMÜ
360
İBRAHİM MÜTEFERRİKA VE
TÜRK MATBAACILIĞI
III.Ahmet’in Hatt-ı Hümayunuyla Şeyhülislâm Abdullah Efendi’nin verdiği fetva ge-
reği, dinî eserler dışında her türlü ilim kitaplarının basımına izin verildi. Bunun üze-
rine Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi ile İbrahim Müteferrika, müştereken ilk
Türk matbaasını açtılar.
İbrahim Müteferrika
(1670 Macaristan - 1745 İstanbul): Aslen Macar ol-
duğu bilinmektedir. Erdel’de papazlık öğrenimi gördü. 1692 yılında Macar isya-
nında Osmanlılara tutsak düştü. İstanbul’a gönderildi. İstanbul’da Müslüman oldu
ve bir süre sonra da müteferrikalığa getirildi. Müteferrika olarak, Avusturya ordu-
ları başkomutanı Prens Eugene ile Mora meselesi konusunda görüşmelere katıl-
dı. Fakat Osmanlı tarihindeki asıl önemi, yazdığı risalelerden ve matbaanın kuru-
luşunda oynadığı rolden ileri gelir.Yazdığı risalelerde 15. yüzyıl sonlarından itiba-
ren dünyada ve Avrupa’da meydana gelen gelişmeleri (Amerika kıtasının keşfi,
dünya ticaretindeki gelişmeler, Avrupalıların yeni kıta ve denizlerdeki faaliyetleri
gibi), Osmanlı toplumunun ve tüm İslâm âleminin bu gelişmeler karşısında gös-
terdiği ilgisizliğin tehlikelerini anlattı. Bu konularla ilgili olarak yazdığı “Risale-i İs-
lâmiye” ve “Usul-ül Hikem fî Nizam-ül Ümem” adlı iki risalede, ilk defa Nizam-ı
Cedit deyimini kullanarak, Avrupa’da-
ki iktisadî gelişmeleri, askerî alanda
taktik ve stratejik yenilikleri, yeni silâh-
ları ve bunların Osmanlı ordusunca
kabulünü savundu. 1727 yılında Yir-
misekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin
oğlu Sait Mehmet Efendi ile birlikte,
ilk Osmanlı matbaasını kurdu. Böyle-
ce Osmanlı Devleti’nde Türkçe basım
yapan ilk yayımcı oldu. İbrahim Müte-
ferrika’nın kurduğu bu matbaa, 1742
yılına kadar aralıksız çalıştı, bu süre
içinde 17 yapıt bastı.
‹brahim Müteferrika
(Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti)