– Sizinle çok önemli bir konuyu görüflmek istiyorum,
dedim.
– Nedir o? Benim gözümden kaçan bir fley mi gör-
dünüz? Yoksa denizde bilinmeyen bir fley mi buldunuz?
Fakat, sanmam. fiuna bak›n Profesör; çeflitli dillerde
yaz›lm›fl kitab›m. ‹çinde denizlerde bulup ö¤rendi¤im
her fley yaz›l›. Bitti¤i zaman imzalayaca¤›m. Yaflam öy-
küm de içinde. Bitince batmayan, su geçirmez bir kutu-
ya koyaca¤›m. Gemide canl› kalan son kifli de bu kutu-
yu denize atacak ve dalgalar da onu istedi¤i yere tafl›-
yacak.
Günün birinde, onun gerçek kimli¤ini ve yaflam öy-
küsünü ö¤renebilece¤imizi düflünerek heyecanland›m.
– Bu kitaplar› yazd›¤›n›za sevindim Kaptan. Buluflla-
r›n›z› insanl›¤›n yarar›na sunman›z çok önemli. Fakat
denize at›lan o kutu kaybolabilir. Bulunsa bile, bunlar›
anlamayan birinin eline geçebilir. O da kald›r›p atabilir.
Belki de bu bilgileri, bunlar› kötü yolda kullanmak iste-
yen bir cani ele geçirebilir.
Bir an durduktan sonra devam ettim:
– Bunlar› teslim edebilece¤iniz birini...
– Asla! diye sözümü kesti.
– Ben ve arkadafllar›m kitaplar›n›z› korumaya ve is-
tedi¤iniz zaman bast›rmaya haz›r›z. Bizi b›rak›rsan›z...
– B›rakmak m›? diye ba¤›rarak öfkeyle aya¤a f›rla-
m›flt›.
– Evet Kaptan. Buraya sizden, bizi b›rakman›z› iste-
meye geldim. Yedi ayd›r gemideyiz. Bizi hep gemide tut-
may› m› düflünüyorsunuz?
72
