ço salonu boflaltt›rd›. Yazman yüksek sesle mektubu
okudu. Mektupta flunlar yaz›l›yd›:
“Senyör Don Sanço Panço;
Ö¤rendi¤ime göre bana ve ada halk›na düflman ba-
z› kimseler, önümüzdeki günlerden birinde, kesin tarihi-
ni bilmiyorum, geceleyin adaya sald›racaklarm›fl. Haz›r-
l›ks›z yakalanmamak için uyan›k bulunmam›z gerekiyor.
Ayr›ca güvenilir casuslardan edindi¤im bilgiye göre, flu
anda can›n›za k›ymak isteyen dört kifli var adada. Bun-
lar uçan sine¤i bile vurabilen kiflilerdir. Gözünüzden kur-
tulmak için k›l›k de¤ifltirmifllerdir. Aman dikkatli olun! Ba-
fl›n›z darda kal›rsa ben hemen yard›m›n›za gelece¤im.
Sizin gibi birinin, tedbirli bir insana yarafl›r biçimde dav-
ranaca¤›ndan kuflkum yok. Hoflça kal›n.
Dostunuz Dük”
Bu haber karfl›s›nda, Sanço’nun a¤z› aç›k kald›.
Kendini toparlay›nca yan›ndakine döndü:
– Atasözünü bilirsiniz, her haç›n alt›nda bir iblis gizli-
dir. ‹nsan›n karn› tok olursa, yüreklili¤i artar. Ama sade-
ce yüreklilik kar›n doyurmaz. Say›n Dük’e, buyruklar›n›n
eksiksiz yerine getirilece¤ini yaz›n. Say›n Düfles’in elle-
rinden öptü¤ümü yaz›n. Onun ekme¤ini yedi¤imi unut-
mad›m. Bir yazman olarak akl›n›za ne geliyorsa ekleyin.
Tam o s›rada görevlilerden biri geldi ve:
61