reçineyi kazana koyup kaynat›n.
Sanço bir yandan karn›n›n üstündeki adam› dinliyor;
öte yandan da bir an önce bu dertten kurtulmak için ada-
n›n düflmesini istiyordu. Böyle düflünürken:
– Yendik düflmanlar›! diye bir ses iflitti. Haydi vali
bey, kalk›n. Gelip baflar›n›z›n tad›n› ç›kar›n. Düflman›n
kaçarken b›rakt›¤› ganimetleri pay edin.
Sanço’nun do¤rulmas›na yard›m ettiler. Aya¤a kal-
k›nca:
– Yendi¤im düflman her kimse, aln›ndan çivileyin ke-
ratay›. Ama flimdi ganimet falan da¤›tacak gücüm yok,
dedi.
Sanço, biraz kendine gelince saati sordu. Günün
a¤armak üzere oldu¤unu söylediler. Tek söz etmeden
giyinmeye bafllad›. Her yan› ezik, çürük içinde oldu¤un-
dan güçlükle giyindi. Sonra do¤ruca ah›ra gitti. Valilikten
çok s›k›lm›flt›. Karakaçan›n boynuna sar›ld›. Aln›na bir
bar›fl öpücü¤ü kondurdu.
– Gel benim sevgili dostum, can yoldafl›m, kara gün
dostum, dedi.
Güçlükle s›rt›na bindi. Sofrac›bafl›ya, kâhyaya, yaz-
mana ve öteki görevlilere:
– Yol aç›n baylar! dedi. B›rak›n da yine özgürlü¤üme
kavuflay›m.
Kâhya hemen at›ld›:
– Say›n Vali, sizin gitmeniz bize büyük bir üzüntü ve-
recek; ama seve seve yol veririz. Ancak gelene¤e göre,
65