kam›z yok, hemen silâhlan›n!
– Peki silâhland›r›n öyleyse, dedi Sanço.
Adamlar getirdikleri silâhlarla Sanço’yu donatt›lar.
Zavall› Sanço kaz›k gibi dikilmifl, ne e¤ilebiliyor ne de
ad›m atabiliyordu. Eline bir m›zrak tutuflturdular. O da
bunu ayakta durabilmek için destek yapt›. Bu ifller ta-
mamland›ktan sonra yürümesini, kendilerine yol göster-
mesini, hepsini yüreklendirmesini söylediler. Önderleri
oldu¤una göre, her fleyi kendisinden beklediklerini be-
lirttiler. Sanço:
– ‹yi ama bu z›rhlarla yürüyemem ki! dedi.
– Bana kal›rsa yürümenize z›rh de¤il, korku engel
oluyor, dedi adamlardan biri. Her an daha çok gecikiyo-
ruz. Tehlike burnumuzun dibine geliyor.
Çaresiz kalan zavall› Sanço, bir ad›m atmak istedi ve
öyle büyük bir gürültüyle yere y›k›ld› ki, bütün organlar›-
n›n parçaland›¤›n› sand›.
Daha önce, bu oyunu düzenleyenler, “Tam zaman›-
d›r” diyerek mefl’aleleri söndürmüfllerdi. Ba¤›r›fl ça¤›r›fl
iki kat›na ç›kt›. Talihsiz Sanço’nun üstünden geçmeye,
kalkanlarla k›l›çlar› savurmaya bafllad›lar. Zavall›c›k bü-
zülüp bafl›n› içeri çekmeseydi, sonu çok kötüye vara-
cakt›. Derken biri üstüne ç›kt› ve orada kald›. Sanki bir
kale burcundaym›fl gibi, Sanço’nun göbe¤inden iki ordu-
yu yönetiyordu.
– Bizimkiler bu tarafa! Bu tarafa! Düflman en çok
buraya sald›r›yor! Kap›y› k›r›n! Kazanlar› getirin. Ziftle
64